Ökaryot hücrelerde hücre zarı ile çekirdek zarı arasında kalan bölge sitoplazma ile doludur. Prokaryot hücrelerin zarla çevrili çekirdeği bulunmadığı için hücre zarı içerisindeki tüm kısım sitoplazmayı oluşturur.
Sitoplazma yumurta akı kıvamındadır ve %70-90 oranında su bulundurur.
Tabii ki bu oran hücreden hücreye değişiklik gösterebilir.
Örneğin kuru tohumlardaki su miktarı %15'in altına düşmektedir.
Tabii ki sitoplazmada sadece su bulunmuyor.
Suyun yanı sıra proteinler, yağlar, karbonhidratlar, enzimler, hormonlar, vitaminler, çeşitli mineraller ve tuzlar da bulunur.
Yine bunlara ek olarak sitoplazmada bazı boşaltım atıklarının, ATP'nin ve bazı gazların da bulunduğunu söyleyebiliriz. Prokaryot hücrelerde sitoplazmada DNA ve RNA da bulunur.
Ökaryotlarda DNA çekirdekten dışarıya çıkmaz.
Ancak ökaryotların sitoplazmasında RNA da bulunur.
Sitoplazma sürekli hareket halindedir.
Bu hareket hücre içeriğinin homojen hale gelmesini sağlar.
Yaşamsal faaliyetlerin bir kısmı sitoplazmada gerçekleşir.
Örneğin glikoliz dediğimiz hücresel solunuma ait bir evre sitoplazmada gerçekleşir.
Bazı yaşamsal faaliyetler de organel adı verilen özelleşmiş yapılarda gerçekleşir.
Organelleri zarsız, tek zararlı ve çift zarlı olmak üzere üçe ayırıyoruz. Ribozom ve sentrozom zarsız organellerdir. Endoplazmik retikulum, golgi aygıtı, lizozom, koful ve peroksizom tek zarlı organellerdir. Mitokondri ve plastitler çift zarlıdır. Plastitler de kendi içerisinde kloroplast, kromoplast ve lökoplast olarak üçe ayrılır.
Şimdi ribozomla başlayalım.
Ribozom tüm canlılarda bulunan zararsız bir organeldir. Birbirini tamamlayan iki alt birimden oluşur. Bunlara büyük alt birim ve küçük alt birim diyoruz.
Şekil üzerinde de görebilirsiniz.
Hemen buraya yazıyorum.
Bu birimlerin her biri protein ve ribozomal RNA'dan meydana gelmiştir.
Yani o zaman ribozomun yapısında protein ve RNA bulunur diyebiliriz.
Biz genellikle böyle bileşiklere nükleoprotein yapılıdır deriz. Peki acaba ribozomun görevi nedir?
Tabii ki Protein sentezlemektir.
Bu nedenle protein sentez hızının yüksek olduğu genç hücrelerde ve görevi salgı üretmek olan hücrelerde daha fazla sayıda ribozom bulunur.
Prokaryot hücrelerde ribozomlar sitoplazmada serbest olarak bulunur. Ancak ökaryotlarda durum biraz farklı.
Şimdi ökaryot bir hücrede ribozomun bulunduğu yerlere bakalım.
Burada bir bitki hücresi var.
Burada yeşil renkli kloroplast ve burada da mitokondri var.
Bu kısım tabii ki çekirdek.
Burada da endoplazmik retikulum bulunuyor.
Ribozom ökaryot hücrelerde sitoplazmada serbest olarak bulunabilir.
Bunlar ribozom olsun.
Kloroplast ve mitokondri organellerinin içindeki sıvıda da bulunabilir.
Hatta çekirdek zarının dış kısmında ve endoplazmik retikulum zarının da üzerinde bulunabilir.
Ribozom DNA'dan gelen şifreler doğrultusunda protein sentezi yapar.
Her bireyin DNA'sı kendine özgü olduğundan sentezlenen proteinler de o bireye özgüdür.
Normalde büyük alt birim ve küçük alt birim birbirinden ayrı durur.
Ancak protein sentezi gerçekleşeceği zaman ribozomun büyük ve küçük alt birimleri bir araya gelir.
Simdi söyleyeceğim bilgi çok önemli. Ribozom aminoasit sentezlemez.
Aminoasitlerin arasında peptit bağı kurarak protein sentezler. Protein sentezinin yoğun olduğu zamanlarda birden fazla ribozom bir araya gelerek polizomları oluşturur.
Polizoma poliribozom da diyoruz.
Poli zaten çok demektir.
E ribozomu zaten biliyoruz. O zaman çok sayıda ribozomu ifade ediyor.
Peki bu durum ne işe yarar acaba?
Tabii ki kısa sürede aynı proteinden çok fazla miktarda üretmeye yarar. Dikkat edelim aynı protein.
Şimdi de diğer bir zarsız organel olan sentrozomu konuşalım. Birbirine üçer üçer bağlanmış 9 adet mikrotübül adı verilen protein iplikçiklerinin birleşmesiyle sentriol oluşur.
2 sentriolun birbirine dik olarak konumlanması ile oluşan yapıya da sentrozom denir. Sentrozom hayvan hücrelerinde bulunur.
Ancak biyolojide her zaman istisnaların olduğunu unutmayalım.
Algun alyuvarlar, sinir hücresi, yumurta, çizgili kas hücreleri, hayvan hücresi olmasına rağmen sentrozom bulundurmaz.
İlkel bitki hücrelerinde sentrozom bulunurken gelişmiş bitki hücrelerinde de sentrozom bulunmaz.
Mantar hücrelerinde de sentrozom bulunmuyor.
Şimdi de sentrozomun görevini konuşalım.
Sentrozom hücre bölünmesi sırasında iğ ipliklerini oluşturur ve kromozomların kutuplara hareketini sağlar.
Acaba gelişmiş bitkiler iğ ipliği oluşturmuyor mu?
Çünkü biraz önce gelişmiş bitkilerde sentrozomun bulunmadığını söylemiştim.
Bitki hücreleri de tabii ki iğ ipliği oluşturur.
Bitkilerde iğ iplikleri mikrotübül ve mikrofilamentler gibi bazı hücre iskeleti yapıları tarafından oluşturulur.
Sentrozom sayısının ikiye çıkması hücre bölünmesinin interfaz evresinde, sentrozomu iğ ipliklerini oluşturması ise hücre bölünmesinin profaz evresinde gerçekleşir.
Ayrıca sentrozom kamçı ve sillerin yapısında bulunan mikrotübüllerin oluşumunda ve düzenlenmesinde görev alır.
Aslında iğ ipliklerinin oluşumu engellenirse hücrelerin bölünmesi de engellenebilir.
Kanser, hücrelerin kontrolsüz bölünmesi sonucu oluşur.
Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar iğ ipliklerinin oluşumunu engelleyerek kanser hücrelerinin bölünmesini ve bu şekilde büyümesini engeller.
Sitoplazma yumurta akı kıvamındadır ve %70-90 oranında su bulundurur.
Tabii ki bu oran hücreden hücreye değişiklik gösterebilir.
Örneğin kuru tohumlardaki su miktarı %15'in altına düşmektedir.
Tabii ki sitoplazmada sadece su bulunmuyor.
Suyun yanı sıra proteinler, yağlar, karbonhidratlar, enzimler, hormonlar, vitaminler, çeşitli mineraller ve tuzlar da bulunur.
Yine bunlara ek olarak sitoplazmada bazı boşaltım atıklarının, ATP'nin ve bazı gazların da bulunduğunu söyleyebiliriz. Prokaryot hücrelerde sitoplazmada DNA ve RNA da bulunur.
Ökaryotlarda DNA çekirdekten dışarıya çıkmaz.
Ancak ökaryotların sitoplazmasında RNA da bulunur.
Sitoplazma sürekli hareket halindedir.
Bu hareket hücre içeriğinin homojen hale gelmesini sağlar.
Yaşamsal faaliyetlerin bir kısmı sitoplazmada gerçekleşir.
Örneğin glikoliz dediğimiz hücresel solunuma ait bir evre sitoplazmada gerçekleşir.
Bazı yaşamsal faaliyetler de organel adı verilen özelleşmiş yapılarda gerçekleşir.
Organelleri zarsız, tek zararlı ve çift zarlı olmak üzere üçe ayırıyoruz. Ribozom ve sentrozom zarsız organellerdir. Endoplazmik retikulum, golgi aygıtı, lizozom, koful ve peroksizom tek zarlı organellerdir. Mitokondri ve plastitler çift zarlıdır. Plastitler de kendi içerisinde kloroplast, kromoplast ve lökoplast olarak üçe ayrılır.
Şimdi ribozomla başlayalım.
Ribozom tüm canlılarda bulunan zararsız bir organeldir. Birbirini tamamlayan iki alt birimden oluşur. Bunlara büyük alt birim ve küçük alt birim diyoruz.
Şekil üzerinde de görebilirsiniz.
Hemen buraya yazıyorum.
Bu birimlerin her biri protein ve ribozomal RNA'dan meydana gelmiştir.
Yani o zaman ribozomun yapısında protein ve RNA bulunur diyebiliriz.
Biz genellikle böyle bileşiklere nükleoprotein yapılıdır deriz. Peki acaba ribozomun görevi nedir?
Tabii ki Protein sentezlemektir.
Bu nedenle protein sentez hızının yüksek olduğu genç hücrelerde ve görevi salgı üretmek olan hücrelerde daha fazla sayıda ribozom bulunur.
Prokaryot hücrelerde ribozomlar sitoplazmada serbest olarak bulunur. Ancak ökaryotlarda durum biraz farklı.
Şimdi ökaryot bir hücrede ribozomun bulunduğu yerlere bakalım.
Burada bir bitki hücresi var.
Burada yeşil renkli kloroplast ve burada da mitokondri var.
Bu kısım tabii ki çekirdek.
Burada da endoplazmik retikulum bulunuyor.
Ribozom ökaryot hücrelerde sitoplazmada serbest olarak bulunabilir.
Bunlar ribozom olsun.
Kloroplast ve mitokondri organellerinin içindeki sıvıda da bulunabilir.
Hatta çekirdek zarının dış kısmında ve endoplazmik retikulum zarının da üzerinde bulunabilir.
Ribozom DNA'dan gelen şifreler doğrultusunda protein sentezi yapar.
Her bireyin DNA'sı kendine özgü olduğundan sentezlenen proteinler de o bireye özgüdür.
Normalde büyük alt birim ve küçük alt birim birbirinden ayrı durur.
Ancak protein sentezi gerçekleşeceği zaman ribozomun büyük ve küçük alt birimleri bir araya gelir.
Simdi söyleyeceğim bilgi çok önemli. Ribozom aminoasit sentezlemez.
Aminoasitlerin arasında peptit bağı kurarak protein sentezler. Protein sentezinin yoğun olduğu zamanlarda birden fazla ribozom bir araya gelerek polizomları oluşturur.
Polizoma poliribozom da diyoruz.
Poli zaten çok demektir.
E ribozomu zaten biliyoruz. O zaman çok sayıda ribozomu ifade ediyor.
Peki bu durum ne işe yarar acaba?
Tabii ki kısa sürede aynı proteinden çok fazla miktarda üretmeye yarar. Dikkat edelim aynı protein.
Şimdi de diğer bir zarsız organel olan sentrozomu konuşalım. Birbirine üçer üçer bağlanmış 9 adet mikrotübül adı verilen protein iplikçiklerinin birleşmesiyle sentriol oluşur.
2 sentriolun birbirine dik olarak konumlanması ile oluşan yapıya da sentrozom denir. Sentrozom hayvan hücrelerinde bulunur.
Ancak biyolojide her zaman istisnaların olduğunu unutmayalım.
Algun alyuvarlar, sinir hücresi, yumurta, çizgili kas hücreleri, hayvan hücresi olmasına rağmen sentrozom bulundurmaz.
İlkel bitki hücrelerinde sentrozom bulunurken gelişmiş bitki hücrelerinde de sentrozom bulunmaz.
Mantar hücrelerinde de sentrozom bulunmuyor.
Şimdi de sentrozomun görevini konuşalım.
Sentrozom hücre bölünmesi sırasında iğ ipliklerini oluşturur ve kromozomların kutuplara hareketini sağlar.
Acaba gelişmiş bitkiler iğ ipliği oluşturmuyor mu?
Çünkü biraz önce gelişmiş bitkilerde sentrozomun bulunmadığını söylemiştim.
Bitki hücreleri de tabii ki iğ ipliği oluşturur.
Bitkilerde iğ iplikleri mikrotübül ve mikrofilamentler gibi bazı hücre iskeleti yapıları tarafından oluşturulur.
Sentrozom sayısının ikiye çıkması hücre bölünmesinin interfaz evresinde, sentrozomu iğ ipliklerini oluşturması ise hücre bölünmesinin profaz evresinde gerçekleşir.
Ayrıca sentrozom kamçı ve sillerin yapısında bulunan mikrotübüllerin oluşumunda ve düzenlenmesinde görev alır.
Aslında iğ ipliklerinin oluşumu engellenirse hücrelerin bölünmesi de engellenebilir.
Kanser, hücrelerin kontrolsüz bölünmesi sonucu oluşur.
Kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar iğ ipliklerinin oluşumunu engelleyerek kanser hücrelerinin bölünmesini ve bu şekilde büyümesini engeller.