Çoğu komünite komünitedeki türlerin popülasyonları, ortam şartları, besin miktarları gibi sebeplerle değişikliğe uğrar.
Bu değişikliğe klimaks komünite denir.
Ancak komünitedeki toprak, coğrafik yapı ve diğer değişkenler bir bölgede pek çok farklı komüniteler oluşturabilir.
Abiyotik faktörlerden sıcaklık, ışık, yağış miktarı ve toprak yapısındaki değişiklikler komüniteye yeni canlıların girmesine ya da komite üyelerinin sayı ve yoğunluğunun değişmesine neden olabilir. Bu durumda komünite dengeli bile olsa her zaman değişimlere açıktır.
Fırtına, yangın, kuraklık, aşırı otlama ve insan faaliyetleri doğadaki bozunumu unsurlarıdır.
Doğa yapısında meydana gelen bir bozunum komünitedeki tür çeşitliliğini ve komünitenin yapısını etkiler.
Bozunmalar sonucunda komünite kararsız, dengesiz bir komünite halini alır.
Bozunmanın tipine, sıklığına ve komünite üzerindeki etkisine bağlı olarak komünite zamanla yeniden kararlı bir komüniteye, klimaksa doğru değişim gösterir.
Bozulmuş alanlarda uzun zaman içinde türlerin aşamalı olarak birbirinin yerini almalarına süksesyon, sıralı değişim denir. Değişim sırasında komünitedeki tür çeşitliliği, yoğunluğu ve baskın tür farklılaşır.
Henüz üzerinde yaşamın bulunmadığı alanlarda, volkanik adalar ya da buzul taşları üzerinde toprak oluşumu ile başlayan sıralı değişim birincil süksesyon olarak adlandırılır.
Bir volkanik ada veya buzulların çekilmesiyle meydana gelen, toprağın henüz oluşmadığı ve yaşamın bulunmadığı bir ortamda genellikle ilk görülen canlılar üretici ve tüketici prokaryotlar ve bir hücrelilerdir.
Ardından liken ve yosunlar oluşmaya başlar.
Zaman geçtikçe kayaların aşınması ve canlıların organik atıkları birikmeye başladıkça toprağın oluşumu başlar.
Toprağın oluşmasının ardından sırasıyla ot, çalı ve ağaçlar gelişim gösterir.
Karasal ekosistemlerde komünitelerin yapısını değiştiren buzul hareketleri, yanardağ faaliyetleri, kasırga, sel, kuraklık, yoğun ağaç kesimi, aşırı otlatma ve yangınlar sonucunda da var olan komünite değişime uğrayabilir.
Toprağın sağlam kaldığı bu sıralı değişime ikincil süksesyon denir.
Burada süksesyonu başlatan topraktaki mikroorganizmalardır.
Toprakta bulunan mikroorganizmalar otsu bitkiler için toprağı uygun hale getirdikten sonra ilk olarak otsu bitkiler veya ağaçsı çalılar yerleşir.
Ardından bölgede bu bitkilerin yerine orman ağaçları geçer.
Belirli bir yerde bitki süksesyonundan sonra o bölgeye farklı hayvansal gruplar yerleşir.
Süksesyonun tamamlanıp bölgedeki canlı türlerinin sabit bir duruma gelmesi için uzun bir zamana ihtiyaç vardır.
İnsanlar üzerinde yaşadığı topraklara, vatanına karşı sorumludur.
Bu sorumluluğun başında doğayı insan bozunumuna karşı korumak gelir.
Bu sorumluluk vatan sevgisinin de bir göstergesidir.
Bu değişikliğe klimaks komünite denir.
Ancak komünitedeki toprak, coğrafik yapı ve diğer değişkenler bir bölgede pek çok farklı komüniteler oluşturabilir.
Abiyotik faktörlerden sıcaklık, ışık, yağış miktarı ve toprak yapısındaki değişiklikler komüniteye yeni canlıların girmesine ya da komite üyelerinin sayı ve yoğunluğunun değişmesine neden olabilir. Bu durumda komünite dengeli bile olsa her zaman değişimlere açıktır.
Fırtına, yangın, kuraklık, aşırı otlama ve insan faaliyetleri doğadaki bozunumu unsurlarıdır.
Doğa yapısında meydana gelen bir bozunum komünitedeki tür çeşitliliğini ve komünitenin yapısını etkiler.
Bozunmalar sonucunda komünite kararsız, dengesiz bir komünite halini alır.
Bozunmanın tipine, sıklığına ve komünite üzerindeki etkisine bağlı olarak komünite zamanla yeniden kararlı bir komüniteye, klimaksa doğru değişim gösterir.
Bozulmuş alanlarda uzun zaman içinde türlerin aşamalı olarak birbirinin yerini almalarına süksesyon, sıralı değişim denir. Değişim sırasında komünitedeki tür çeşitliliği, yoğunluğu ve baskın tür farklılaşır.
Henüz üzerinde yaşamın bulunmadığı alanlarda, volkanik adalar ya da buzul taşları üzerinde toprak oluşumu ile başlayan sıralı değişim birincil süksesyon olarak adlandırılır.
Bir volkanik ada veya buzulların çekilmesiyle meydana gelen, toprağın henüz oluşmadığı ve yaşamın bulunmadığı bir ortamda genellikle ilk görülen canlılar üretici ve tüketici prokaryotlar ve bir hücrelilerdir.
Ardından liken ve yosunlar oluşmaya başlar.
Zaman geçtikçe kayaların aşınması ve canlıların organik atıkları birikmeye başladıkça toprağın oluşumu başlar.
Toprağın oluşmasının ardından sırasıyla ot, çalı ve ağaçlar gelişim gösterir.
Karasal ekosistemlerde komünitelerin yapısını değiştiren buzul hareketleri, yanardağ faaliyetleri, kasırga, sel, kuraklık, yoğun ağaç kesimi, aşırı otlatma ve yangınlar sonucunda da var olan komünite değişime uğrayabilir.
Toprağın sağlam kaldığı bu sıralı değişime ikincil süksesyon denir.
Burada süksesyonu başlatan topraktaki mikroorganizmalardır.
Toprakta bulunan mikroorganizmalar otsu bitkiler için toprağı uygun hale getirdikten sonra ilk olarak otsu bitkiler veya ağaçsı çalılar yerleşir.
Ardından bölgede bu bitkilerin yerine orman ağaçları geçer.
Belirli bir yerde bitki süksesyonundan sonra o bölgeye farklı hayvansal gruplar yerleşir.
Süksesyonun tamamlanıp bölgedeki canlı türlerinin sabit bir duruma gelmesi için uzun bir zamana ihtiyaç vardır.
İnsanlar üzerinde yaşadığı topraklara, vatanına karşı sorumludur.
Bu sorumluluğun başında doğayı insan bozunumuna karşı korumak gelir.
Bu sorumluluk vatan sevgisinin de bir göstergesidir.