Havza genelgesine baktığınızda ülkenin her bir yanında işgalleri, protesto mitingi yapılmalı.
Bundan bahsediyor.
Yine gösterilerde Hristiyan halka saldırı ve düşmanlık yapılmamalı.
Şimdi burada Mondros da bir atıfta bulunuyor.
Aslında bu halka saldırıya düşmanlık yapmayın diyor ya Hristiyan halka.
Şimdi 7 ve 24'te şöyle bir şey var.
Herhangi bir yerde olumsuzluk yaşanırsa o bölgede itiraz güçleri orayı işgal edebilecekler.
O yüzden de karşılık çıkması istemiyor.
Siz tercihin mitingimizi yapın diyor.
Türk halkına haklı olduğunuzu dünyaya duyurun diyor.
Ama taşkınlık yapmayın.
İstanbul hükümeti kalmalı ve protesto edilmeli.
Yani Damat Feride aslında bu artı İtilaf Devletleri temsilcilerini uyarı telgrafları çekilmeli.
Yani siz ne yapıyorsunuz?
Hem ateşkes anlaşması imza atıyorsunuz hem saldırıyorsunuz.
Yaptığınız hukuksuzdur.
İzmir işgalini protesto etmek için ilk mitingi Havza'da yaptırıyor Mustafa Kemal.
Yine ülkenin birçok yerinde de protestolar düzenlenmişti.
İzmir işgalinde bahsetmiştik.
Sultanahmet bildiğin gibi Fatih mitingi diye.
Şimdi İngilizler İstanbul hükümetine baskı yapıyor.
Bu yenilgiden sonra Mustafa Kemal'in geri çağrılmasını istiyorlar.
Mustafa Kemal de ne yapacak?
Gitmeyecek tabi.
Ne diyor İstanbul hükümeti?
Yani Padişah baskı altında olduğu için doğru düzgün karar veremiyor.
Böyle sistemin çağrıları vesaire.
Bunlar hak saklıyor.
Aynı zamanda Mustafa Kemal daha güvenli bir yer olan nere geçiyor hocam?
Amasya yani artık kuş kafesten çıktı.
Bir daha döner mi?
Şimdi gelelim Amasya ya.
Hangisine Mustafa Kemal Amasya'ya doğru geçtiği için bura daha güvenli olarak görülmüş.
Burada kimler var?
Rauf Orbay bu arada Mondros imzalayan kişi.
Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, Cemal Paşa gibi komutanlar var.
Bunlarla bir masada oturuyor, konuşuyor.
Burada bir genelge hazırlanıyor.
Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
Bu bir gerekçe dir.
Arkadaşlar milli mücadelenin gerekçesi budur.
İstanbul hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirmemektedir.
Bu milletimizi yok saymaktadır. Bu da bir gerekçe dir.
Neyin gerekçesi?
Milli mücadelenin gerekçesi.
Yani biz savaşı niçin yapacağız?
Bunlar üzerine aldı, sorumlu yerine getirmiyor.
Bağımsızlık tehlikede gibi.
Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Burada amaç ve yöntem belirleniyor.
Hem amaç var hem yöntem aynı zamanda milletin kaderini yine milletin kendi tayin etmesine demek.
Burada ulusal egemenliğe de vurgu yapıyor.
Yani milli egemenliğe de vurgu yapıyor.
Yani burada Wilson ilkelerine de vurgu yapıyor.
Çünkü Wilson ilkelerinde böyle bir madde var.
Her millet kendi geleceğini kendi belirleyecek diyordu Wilson ilkelerinde.
Şimdi bakın böyle bir cümle var.
Yani Milli Mücadele'nin evrenselliği de ortaya çıkartıyor.
Bu evrensel bir cümle.
Her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurul oluşumu.
Yani geçici bir hükümet gibi bir şey bu.
Yani bir ulusal irade kurulmalı vesaire diyor.
Burada biz neyi görüyoruz, amaç görüyoruz.
Anadolu'nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sivas'ta Milli Kongre toplanmalıdır.
Yani Sivas'a herkesin katılımı isteniyor.
Bütün illerden katılım isteniyor.
Birazdan söyleyeceğiz.
Şimdi Sivas'taki kongreye katılmak için neler olacak?
Bütün sancaklar dan yani illerden halkın güvenini kazanmış üç delege Sivas'a gelmeli.
Bu kişileri müdafaa yı hukuk cemiyetleri ile belediyeler seçmek, yani güvenli insanlar olması için ve bu kişiler kimliklerini ve nereye gideceklerini sır gibi saklanmalı.
Yani Sivas'a gidiyoruz falan dememeli.
Çünkü Sivas çok önemli bir yer haline gelecek.
Aynı zamanda doğu illeri adına.
10 Temmuz'da da Erzurum'da kondu, yapılacaktır diye.
Mustafa Kemal burada belirtti Hocam ama size gel.
Gezi milli mücadelenin planı mı?
Evet bu bir plan.
Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi burada belirleniyor ve neler yapılacağı da burada söyleniyor.
Ayrıca askeri ve milli örgütler daha atılmayacak için de burada bazı komutanlarımız var.
Onlar askerlerini teslim etmiyor. Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy gibi.
Bunlar da askerlerini gizliyor.
Onda bile yine sonuç.
Erzurum Kongresi öncesinde Mustafa Kemal görevden alınacağı haber üzerine ne yapacak?
Tepki olarak şöyle bir şey söyleyecek İstanbul Anadolu'ya hakim değil, tabi olmak zorundadır diye bir söylemde bulunacak.
Aynı zamanda Amasya delegesinin de itiraz güçleri öğrenince derhal Mustafa Kemal İstanbul'a tekrar çağrılacak.
Ama Mustafa Kemal bu çağırma planını baskı altındaki padişah kendi iradesi ile yapmadığı için bu saymıyorum, kabul etmiyorum bunu değil.
O bana emir verdi zaten böyle deyip yetkilerini Erzurum Kongresi'ne kadar kullanacaktır.
Baslar çoğaldıkça da ne yapacak hocam?
Üniformasını çıkartacak Erzurum Kongresi öncesinde şimdi Mustafa Kemal Erzurum Kongresi'ne geliyor.
Amasya genelgesinde böyle bir şey söylemişlerdi.
Ama Erzurum kongresini kim topluyor?
Bir doğa Anadolu Müdafa Müdafaa Cemiyeti ile Trabzon Müdafa Cemiyeti topluyor.
Bu Erzurum kongresini Mustafa Kemal de prensip olarak buraya davet edecekler.
Kime karşı toplanıyor?
Bakın nereden gelsin Ermeni ve Rum faillerine karşı toplanıyor.
Bölgesel bir cemiyet yani toplanması bakımından bölgesel aldığı karar bakımından ulusal bir kimliktir.
Şimdi burada ne diyorlar bakalım.
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
Amasya'da ne demişlerdi?
Vatanın bütünlüğü bir milletin bağımsız tehlikedir demişti.
Burada milli sınırlardan bahsediyor ilk defa yine her türlü yabancı işgaline karşı.
Osmanlı çaresiz kalırsa yani osmanlı hükümeti millet.
Topyekün kendini savunacaktır.
Burada halk topyekün bir mücadeleye çağrılıyor.
Böyle bir propaganda yapılıyor.
Onu söyleyelim.
Böyle bir kamuoyu oluşturuluyor.
Topyekün hep beraber saldırma anlamında Osmanlı vatanı koruyamaz ise geçici hükümet kurulmalıdır ki burada kurulacak temsiliyeti oluşturulacak.
Burada bu hükümeti de milli kongre seçecektir demiş.
Burada neden geçici diyor.
Çünkü saltanatı olan insanlar var.
Ne demek yani padişahın olduğu yerde başka bir hükümet mi kuracağız gibi söylemler olmasın diye geçici ifadesi kullanılmıştır. Saltanat yanlıları tepkisini çekmemek için artı burada hükümet kurması bir iradeye bağlamaya çalışıyor.
Yani milli mücadeleyi bir iradeye bağlamaya çalışıyor.
Saltanat ve hilafeti baskıdan kurtarmak için Kuvay ı, milli etkin, milli iradeyi hakim kılmak esastır diye bir maddemiz var.
Burada da yine padişah ki ve saltanatı olanların desteğini alabilmek aynı zamanda birinci önceliği bağımsızlığa vermişlerdir.
Yine burada üstü kapalı ulusal iradeden bahsediliyor.
Niye peki?
Saltanat ve hilafeti destekler gibi konuşuyor Mustafa Kemal.
Hem de ulusal iradeden bahsediyor.
Çünkü halk alışmış.
Beş yüz altı yüz yıldır saltanat da idare ediliyor, halifelik de yönetiliyor.
E ne yapsın?
Birden hilafeti ve saltanat onlara kötü diyemez.
Onlar teslimiyetçi bir politika izliyor diyemez.
Hemen bunlara.
Çünkü oradaki halk ve insanlar hala saltanatı ve hilafeti.
Mustafa Kemal, Padişah İstanbul'da baskı altına alıyor, özgür iradesine karar veremiyor, ödüyor.
Bunu da ekliyor.
Bir diğer manda ilk defa karşımıza çıkıyor.
Manda ve himaye kabul edilemez.
Şimdi içeride manda cılar da var.
Ya Paşam savaş açmayalım zaten gitmişiz.
Yani biz kim İngilizler ki onlarla ne, onlarla nasıl mücade ederiz?
Böyle bir maceraya girmeyelim.
Manda ve himaye bence en iyisi.
Burada Mustafa Kemal bu kararı kabul etmediği için bu tam bağımsızlık amaçlanıyor demek.
Yani dış politikaya yönelik bir harekettir bu.
Yine Hristiyan adımlara siyasi hakim ettiğinizi bozacak imtiyazlar verilemez, ayrıcalık verilemez.
Şimdi toplum içinde Hıristiyan da var, Ermeni var, Rum var.
Eee bunlarla biz eşit statüde yiz diyor ve bunlara daha fazla imtiyazlar verilemez.
Tanzimat'la verildi, ıslahat da verildi.
Ne oldu?
Toplum yapısı bozuldu.
Müslümanlar bu sefer hareket denmişti hatırlarsanız.
Şimdi de Mustafa Kemal diyor ki Herkes eşit statüde vatandaş olacak.
O zaman Avrupalılar bizim içişlerimize karışamaz diyor. Yani bu madde daha çok Avrupalıların, Batılıların bizim içişlerimize karışmasını engellemek amacı taşıyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Osmanlı'nın kapatılan Meclis'i vardı.
Mebuslar Meclis'i.
Mustafa Kemal bu meclisin tekrar açılmasını istiyor işte.
Ve hükümet işleri de meclis tarafından kontrol edilmeli diyor.
Yani Osman işgal altında böyle bir meclisin olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Yani halk iradesine vurgu yapıyor.
Teslimiyetçi hükümetin olmasını istemiyor.
Yine burada manda ve himayeye belki alternatif olarak bir şey.
Şundan bahsediyor, şundan bahsediyor.
Bağımsızlığımıza son olmaması koşulu ile dış yardım alınabilir.
Yani bazı ülkelerden dış yardım alabiliriz diyor.
Bu da desteğe ihtiyacımız olduğunun göstergesi.
Demek ki bazı şeylere de ihtiyacımız var.
Mesela silah gibi, para gibi.
Doğu'daki cemiyetler Doğu Anadolu Müdafaa i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirildi.
Kim hoca?
Doğuda Doğu Anadolu Müdafa Cemiyeti, Trabzon Müdafa i Hukuk Cemiyeti, Kars İslam Şurası gibi bütün cemiyetler birleştirildi.
Artık Doğu Anadolu birleşti.
Erzurum Kongresi'nde tek bir cemiyet haline geldi ve bu amaçla da 9 kişilik bir temsil heyeti oluşturuldu.
Temsil etti.
Nereyi temsil eder?
Doğu Anadolu'yu temsil eder hale geldi hocam.
Kongre Başkanı kim?
Mustafa Kemal.
Temsil heyetinin başkanı kim?
Mustafa Kemal ki Mustafa Kemal burada delege seçilmişti.
Burada kırmızı da yazdım ilk kez.
Milli sınırlar önemli.
Burada Erzurum komünist deyince yine yeni hükümet burada kurulmuştur.
Ne temsil heyeti?
Mustafa Kemal başkanlığında manda ve himaye ilk defa bura dile getirilmiştir.
Meclis konusunda Osmanlı'ya baskı ilk defa buradadır.
Yani kapatılmış Osmanlı meclisinin açılması ısrarla isteniyor Mustafa Kemal tarafından.
Yoksa Damat Ferit ve İstanbul teslimiyetçi politika izliyor.
En azından İstanbul'daki o kapatılmış olan Meclis açılırsa, o zaman işler daha iyi olabilir.
Yani halk orada karar verir, işgale karşı tepki oluşur diye istiyor bunu.
Bundan bahsediyor.
Yine gösterilerde Hristiyan halka saldırı ve düşmanlık yapılmamalı.
Şimdi burada Mondros da bir atıfta bulunuyor.
Aslında bu halka saldırıya düşmanlık yapmayın diyor ya Hristiyan halka.
Şimdi 7 ve 24'te şöyle bir şey var.
Herhangi bir yerde olumsuzluk yaşanırsa o bölgede itiraz güçleri orayı işgal edebilecekler.
O yüzden de karşılık çıkması istemiyor.
Siz tercihin mitingimizi yapın diyor.
Türk halkına haklı olduğunuzu dünyaya duyurun diyor.
Ama taşkınlık yapmayın.
İstanbul hükümeti kalmalı ve protesto edilmeli.
Yani Damat Feride aslında bu artı İtilaf Devletleri temsilcilerini uyarı telgrafları çekilmeli.
Yani siz ne yapıyorsunuz?
Hem ateşkes anlaşması imza atıyorsunuz hem saldırıyorsunuz.
Yaptığınız hukuksuzdur.
İzmir işgalini protesto etmek için ilk mitingi Havza'da yaptırıyor Mustafa Kemal.
Yine ülkenin birçok yerinde de protestolar düzenlenmişti.
İzmir işgalinde bahsetmiştik.
Sultanahmet bildiğin gibi Fatih mitingi diye.
Şimdi İngilizler İstanbul hükümetine baskı yapıyor.
Bu yenilgiden sonra Mustafa Kemal'in geri çağrılmasını istiyorlar.
Mustafa Kemal de ne yapacak?
Gitmeyecek tabi.
Ne diyor İstanbul hükümeti?
Yani Padişah baskı altında olduğu için doğru düzgün karar veremiyor.
Böyle sistemin çağrıları vesaire.
Bunlar hak saklıyor.
Aynı zamanda Mustafa Kemal daha güvenli bir yer olan nere geçiyor hocam?
Amasya yani artık kuş kafesten çıktı.
Bir daha döner mi?
Şimdi gelelim Amasya ya.
Hangisine Mustafa Kemal Amasya'ya doğru geçtiği için bura daha güvenli olarak görülmüş.
Burada kimler var?
Rauf Orbay bu arada Mondros imzalayan kişi.
Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, Cemal Paşa gibi komutanlar var.
Bunlarla bir masada oturuyor, konuşuyor.
Burada bir genelge hazırlanıyor.
Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir.
Bu bir gerekçe dir.
Arkadaşlar milli mücadelenin gerekçesi budur.
İstanbul hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirmemektedir.
Bu milletimizi yok saymaktadır. Bu da bir gerekçe dir.
Neyin gerekçesi?
Milli mücadelenin gerekçesi.
Yani biz savaşı niçin yapacağız?
Bunlar üzerine aldı, sorumlu yerine getirmiyor.
Bağımsızlık tehlikede gibi.
Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Burada amaç ve yöntem belirleniyor.
Hem amaç var hem yöntem aynı zamanda milletin kaderini yine milletin kendi tayin etmesine demek.
Burada ulusal egemenliğe de vurgu yapıyor.
Yani milli egemenliğe de vurgu yapıyor.
Yani burada Wilson ilkelerine de vurgu yapıyor.
Çünkü Wilson ilkelerinde böyle bir madde var.
Her millet kendi geleceğini kendi belirleyecek diyordu Wilson ilkelerinde.
Şimdi bakın böyle bir cümle var.
Yani Milli Mücadele'nin evrenselliği de ortaya çıkartıyor.
Bu evrensel bir cümle.
Her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurul oluşumu.
Yani geçici bir hükümet gibi bir şey bu.
Yani bir ulusal irade kurulmalı vesaire diyor.
Burada biz neyi görüyoruz, amaç görüyoruz.
Anadolu'nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sivas'ta Milli Kongre toplanmalıdır.
Yani Sivas'a herkesin katılımı isteniyor.
Bütün illerden katılım isteniyor.
Birazdan söyleyeceğiz.
Şimdi Sivas'taki kongreye katılmak için neler olacak?
Bütün sancaklar dan yani illerden halkın güvenini kazanmış üç delege Sivas'a gelmeli.
Bu kişileri müdafaa yı hukuk cemiyetleri ile belediyeler seçmek, yani güvenli insanlar olması için ve bu kişiler kimliklerini ve nereye gideceklerini sır gibi saklanmalı.
Yani Sivas'a gidiyoruz falan dememeli.
Çünkü Sivas çok önemli bir yer haline gelecek.
Aynı zamanda doğu illeri adına.
10 Temmuz'da da Erzurum'da kondu, yapılacaktır diye.
Mustafa Kemal burada belirtti Hocam ama size gel.
Gezi milli mücadelenin planı mı?
Evet bu bir plan.
Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi burada belirleniyor ve neler yapılacağı da burada söyleniyor.
Ayrıca askeri ve milli örgütler daha atılmayacak için de burada bazı komutanlarımız var.
Onlar askerlerini teslim etmiyor. Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy gibi.
Bunlar da askerlerini gizliyor.
Onda bile yine sonuç.
Erzurum Kongresi öncesinde Mustafa Kemal görevden alınacağı haber üzerine ne yapacak?
Tepki olarak şöyle bir şey söyleyecek İstanbul Anadolu'ya hakim değil, tabi olmak zorundadır diye bir söylemde bulunacak.
Aynı zamanda Amasya delegesinin de itiraz güçleri öğrenince derhal Mustafa Kemal İstanbul'a tekrar çağrılacak.
Ama Mustafa Kemal bu çağırma planını baskı altındaki padişah kendi iradesi ile yapmadığı için bu saymıyorum, kabul etmiyorum bunu değil.
O bana emir verdi zaten böyle deyip yetkilerini Erzurum Kongresi'ne kadar kullanacaktır.
Baslar çoğaldıkça da ne yapacak hocam?
Üniformasını çıkartacak Erzurum Kongresi öncesinde şimdi Mustafa Kemal Erzurum Kongresi'ne geliyor.
Amasya genelgesinde böyle bir şey söylemişlerdi.
Ama Erzurum kongresini kim topluyor?
Bir doğa Anadolu Müdafa Müdafaa Cemiyeti ile Trabzon Müdafa Cemiyeti topluyor.
Bu Erzurum kongresini Mustafa Kemal de prensip olarak buraya davet edecekler.
Kime karşı toplanıyor?
Bakın nereden gelsin Ermeni ve Rum faillerine karşı toplanıyor.
Bölgesel bir cemiyet yani toplanması bakımından bölgesel aldığı karar bakımından ulusal bir kimliktir.
Şimdi burada ne diyorlar bakalım.
Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
Amasya'da ne demişlerdi?
Vatanın bütünlüğü bir milletin bağımsız tehlikedir demişti.
Burada milli sınırlardan bahsediyor ilk defa yine her türlü yabancı işgaline karşı.
Osmanlı çaresiz kalırsa yani osmanlı hükümeti millet.
Topyekün kendini savunacaktır.
Burada halk topyekün bir mücadeleye çağrılıyor.
Böyle bir propaganda yapılıyor.
Onu söyleyelim.
Böyle bir kamuoyu oluşturuluyor.
Topyekün hep beraber saldırma anlamında Osmanlı vatanı koruyamaz ise geçici hükümet kurulmalıdır ki burada kurulacak temsiliyeti oluşturulacak.
Burada bu hükümeti de milli kongre seçecektir demiş.
Burada neden geçici diyor.
Çünkü saltanatı olan insanlar var.
Ne demek yani padişahın olduğu yerde başka bir hükümet mi kuracağız gibi söylemler olmasın diye geçici ifadesi kullanılmıştır. Saltanat yanlıları tepkisini çekmemek için artı burada hükümet kurması bir iradeye bağlamaya çalışıyor.
Yani milli mücadeleyi bir iradeye bağlamaya çalışıyor.
Saltanat ve hilafeti baskıdan kurtarmak için Kuvay ı, milli etkin, milli iradeyi hakim kılmak esastır diye bir maddemiz var.
Burada da yine padişah ki ve saltanatı olanların desteğini alabilmek aynı zamanda birinci önceliği bağımsızlığa vermişlerdir.
Yine burada üstü kapalı ulusal iradeden bahsediliyor.
Niye peki?
Saltanat ve hilafeti destekler gibi konuşuyor Mustafa Kemal.
Hem de ulusal iradeden bahsediyor.
Çünkü halk alışmış.
Beş yüz altı yüz yıldır saltanat da idare ediliyor, halifelik de yönetiliyor.
E ne yapsın?
Birden hilafeti ve saltanat onlara kötü diyemez.
Onlar teslimiyetçi bir politika izliyor diyemez.
Hemen bunlara.
Çünkü oradaki halk ve insanlar hala saltanatı ve hilafeti.
Mustafa Kemal, Padişah İstanbul'da baskı altına alıyor, özgür iradesine karar veremiyor, ödüyor.
Bunu da ekliyor.
Bir diğer manda ilk defa karşımıza çıkıyor.
Manda ve himaye kabul edilemez.
Şimdi içeride manda cılar da var.
Ya Paşam savaş açmayalım zaten gitmişiz.
Yani biz kim İngilizler ki onlarla ne, onlarla nasıl mücade ederiz?
Böyle bir maceraya girmeyelim.
Manda ve himaye bence en iyisi.
Burada Mustafa Kemal bu kararı kabul etmediği için bu tam bağımsızlık amaçlanıyor demek.
Yani dış politikaya yönelik bir harekettir bu.
Yine Hristiyan adımlara siyasi hakim ettiğinizi bozacak imtiyazlar verilemez, ayrıcalık verilemez.
Şimdi toplum içinde Hıristiyan da var, Ermeni var, Rum var.
Eee bunlarla biz eşit statüde yiz diyor ve bunlara daha fazla imtiyazlar verilemez.
Tanzimat'la verildi, ıslahat da verildi.
Ne oldu?
Toplum yapısı bozuldu.
Müslümanlar bu sefer hareket denmişti hatırlarsanız.
Şimdi de Mustafa Kemal diyor ki Herkes eşit statüde vatandaş olacak.
O zaman Avrupalılar bizim içişlerimize karışamaz diyor. Yani bu madde daha çok Avrupalıların, Batılıların bizim içişlerimize karışmasını engellemek amacı taşıyor.
Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda Osmanlı'nın kapatılan Meclis'i vardı.
Mebuslar Meclis'i.
Mustafa Kemal bu meclisin tekrar açılmasını istiyor işte.
Ve hükümet işleri de meclis tarafından kontrol edilmeli diyor.
Yani Osman işgal altında böyle bir meclisin olması gerektiğine vurgu yapıyor.
Yani halk iradesine vurgu yapıyor.
Teslimiyetçi hükümetin olmasını istemiyor.
Yine burada manda ve himayeye belki alternatif olarak bir şey.
Şundan bahsediyor, şundan bahsediyor.
Bağımsızlığımıza son olmaması koşulu ile dış yardım alınabilir.
Yani bazı ülkelerden dış yardım alabiliriz diyor.
Bu da desteğe ihtiyacımız olduğunun göstergesi.
Demek ki bazı şeylere de ihtiyacımız var.
Mesela silah gibi, para gibi.
Doğu'daki cemiyetler Doğu Anadolu Müdafaa i Hukuk Cemiyeti adıyla birleştirildi.
Kim hoca?
Doğuda Doğu Anadolu Müdafa Cemiyeti, Trabzon Müdafa i Hukuk Cemiyeti, Kars İslam Şurası gibi bütün cemiyetler birleştirildi.
Artık Doğu Anadolu birleşti.
Erzurum Kongresi'nde tek bir cemiyet haline geldi ve bu amaçla da 9 kişilik bir temsil heyeti oluşturuldu.
Temsil etti.
Nereyi temsil eder?
Doğu Anadolu'yu temsil eder hale geldi hocam.
Kongre Başkanı kim?
Mustafa Kemal.
Temsil heyetinin başkanı kim?
Mustafa Kemal ki Mustafa Kemal burada delege seçilmişti.
Burada kırmızı da yazdım ilk kez.
Milli sınırlar önemli.
Burada Erzurum komünist deyince yine yeni hükümet burada kurulmuştur.
Ne temsil heyeti?
Mustafa Kemal başkanlığında manda ve himaye ilk defa bura dile getirilmiştir.
Meclis konusunda Osmanlı'ya baskı ilk defa buradadır.
Yani kapatılmış Osmanlı meclisinin açılması ısrarla isteniyor Mustafa Kemal tarafından.
Yoksa Damat Ferit ve İstanbul teslimiyetçi politika izliyor.
En azından İstanbul'daki o kapatılmış olan Meclis açılırsa, o zaman işler daha iyi olabilir.
Yani halk orada karar verir, işgale karşı tepki oluşur diye istiyor bunu.