Misak-ı Milli’nin İlanı ve İstanbul’un İşgali

Burada son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin açılması ve Misak ı Milli değinelim.
Şimdi de Hamas'la görüşmelerine biraz değineceğiz.
Yeri buraya geleceğiz.
Çin de Amasya girişimleri gereğince son Osmanlı Mebusan Meclisi açılmıştı.
Zaten burada isteniyordu.
Bunu açtılar.
Yapılan seçimler oldu.
İstanbul'da veya dolu birçok yerinde seçimler yapıldı.
İtilaf devletleri bu seçimlere müdahale etmedi.
Bakın.
Aşama aşama Mustafa Kemal'in Amasya görüşmelerinde isteklerini Salih Paşa yerine getirmiş.
Hemen hemen bazılarımız seçimlerde daha çok Müdafaa i Hukuk Cemiyeti'nin desteklendiği adaylar mecbur seçilmiş, Meclis'e girmiş.
Bakın İstanbul'da yapılacak seçimler Anadolu'nun bir çok yerinden temsilci de oraya geçiyor.
Ve daha çok da Müdafaa i Hukuk Cemiyeti'nin adamları mebus, yani milletvekili seçiliyor.
Her şey Mustafa Kemal istediği gibi gidiyor.
Mustafa Kemal, İstanbul'a giden heyetten şunları istemişti Bakalım onlar gerçekleşiyor mu, gerçekleşmiyor mu?
Kendisinin Meclis Başkanı seçimlerini istemişti.
Salih Paşa'dan mecliste müdafaa saygı grubunu kurmalarını istemişti.
Bir de Misakı Milliye'nin mecliste kabul edilmesini istemişti Mustafa Kemal.
Şimdi bunlardan hangileri gerçekleşti?
Şimdi Amasya görüşmelerinde Mustafa Kemal istekleri bunlardı.
Peki ne oldu?
12 Ocak'ta Meclis açılmış fakat Mustafa Kemal Meclis Başkanı seçilememiştir.
Bakın bu yerine getirilmedi, iki müdafaa saygı grubu yerine gittiler ne kurdular falan.
Vatan Grubu kurdular.
O giden Mustafa Kemal'in heyetiyle beraber giden kişiler.
Çünkü orada padişah var.
Ne oldu?
Hemen müdafaa dan vazgeçildi.
Felah vatan vuruldu.
Misak ı Milli kabul edilmiştir.
Şimdi burada Meclis'in açılması, bir Misakı Milli nin kabul edilmesi, iki Mustafa Kemal'i isteklerinden en önemlisi zaten tek yerine getirilmeyen ne oldu?
Meclis Başkanı Mustafa Kemal seçilememiştir.
Bir de orada Müdafaa i Hukuk Grubu kurulmamıştır. Ama Meclis açılmış mı açılmış.
Bu bir başarı.
Aynı zamanda Misak ı Milli kabul edecek mi?
Evet edilecek işte.
Bunlar bile önemli bir aşama.
Ama Salih Paşa bunları söz verdiği halde yerine getiremediği için istifa ederim demişti.
Istifasında vermedi, onu da söyledim.
Şimdi Mustafa Kemal'i, bir de Meclisi Anadolu'da toplama gibi bir planı vardı.
Ama niye Anadolu'da toplanmadı?
Bu İstanbul'da açıldı.
Çünkü padişah başkentimiz burası dedi ve burada toplanmalı diyor, ısrar ediyor.
Özetle özetle eğer İstanbul toplanmaz ise kendisinin katılmayacağını da söylemiş.
O yüzden de ne oluyor?
İstanbul'dan çıkacak Meclis Meclis'i İstanbul'da açmayın diye.
Mustafa Kemal çok ısrar ediyor ama bunlara rağmen Meclis işgal altındaki İstanbul'da açılmış Misakı Milli kararlarını da işgal altında almışlar ama başlarına bela gelecek biraz sonra.
Öncelikle Misakı Milli miz nedir ona bakalım.
Ve bu Misak ı Milli kararı alındıktan sonra ne oldu İstanbul'a onu göreceğiz.
Şimdi Misakı Milli deki kararlar, sınırlar, boğazlar, kapitülasyonlar, azınlıklar ve halk oylamasından ibaret.
Gene işte Amasya, Erzurum, Sivas kongresini bir bütün olarak görebilirsiniz.
Şimdi sınırlarda ne diyor Mondros Ateşkes Anlaşması sınırları milli sınır olarak kabul edecek.
Yani onların bize çizmiş olduğu sınır tam kabulümüz.
Biz bu vatan toprağını koruyacağız.
Birinci Dünya Savaşı'ndan çıktığımız sınırlar.
Wilson ilkeleri doğrultusunda Türk ve İslam çoğunluğunun bulunduğu yerler bir bütündür deniliyor.
Tamam, Boğazlar, İstanbul ve Marmara'nın güvenliği sağlandıktan sonra boğazların ulaşım ve ticaret açılması bizler ve diğer devletlerin vereceği karara bağlanmıştır.
Bakın burada bile tam bağımsızlığı göremiyoruz.
Bak burada ama en azından böyle bir ifade geçiyor. Kapitülasyonlar, adli, siyasi, mali gelişmemizi engelleyen her türlü sınırlamalar kaldırılacak.
Tamamiyle kaldırılsın istiyoruz.
Azınlık hakları, komşu memleketler deki Müslümanların aynı haklardan yararlanması koşuluyla kabul edilecektir.
Yani dışarıdaki Türk ve Müslümanlara nasıl davranıyorsunuz?
Biz de aynen öyle davranacağız.
Tamam mı?
Tamam.
Bu içişlerimize müdahale etmelerini engellemek için yaptık.
Aynı zamanda halk oylaması denilen bir maddemiz var.
Çin'de Arap memleketlerinde, özellikle Musul'da yine el veya Selanik dediğimiz, Kars, Ardahan, Batum'da ve Batı Trakya da yani Edirne, Kırklareli biraz da ilerisi.
Yani Üsküp, Dedeağaç gibi olan bölgeler üç bölgede.
Mustafa Kemal diyor ki buralarda halkın vereceği oylama önemli.
Biz buralarda oylama yapalım.
Bunlar kimi tercih ediyor?
Türk milletini mi yoksa manda ve himaye rejimlerinde olan ülkeleri mi?
İşte burada İngilizler karşı çıkacak.
Diyecek ki oradaki insanlar oy kullanmayı bilmiyor.
Bunlar cahil falan diyecek mesela onlar hakkında.
Çünkü oralar sömürgeler, onların manda ve himaye leri.
Düşünsenize Arap memleketlerinde oy kullanmasını istemeyen İngilizler, işte Kars, Ardahan, Batum'da oy kullanılması isteği var.
Yine Batı Trakya kısmında da istemiyorum ama Mustafa Kemal de bu bölgelerde plebisit yapılmasını istiyor.
Yani oylama yapılmasını istiyor ve bunların bize katılacağına emin.
Buna siz referandum deyin, plebisit değil oylama deyin, ne derseniz deyin.
Sınavda çıkacak isimler bunlar olabilir.
Bunlar neye hocam?
Milli mücadelenin siyasi programı, Erzurum ve Sivas Kongresi kararlarının bir bütünü.
Peki Türk halkının bağımsız olma kararlılığı?
Milli ve bölünmez vatan.
Sınırları.
Bu da belli mi?
Evet belli.
Peki bu Misakı Milli kararları bizim için çok mu mühim?
Evet, çok mayın. İstanbul'un işgali ve mebusu annesinin dağıtılması.
Burada Misakı Milli kararların alınması ile ilgili bir durum var.
Şimdi Misakı Milli kabul edildikten sonra ne olacak?
16 Mart 1920'de İstanbul'u resmen işgal edecekler.
İtilaf güçleri ve 20 Mart 1920'de ise Meclis basılacak.
Buradaki milletvekilleri Malta'ya sürgün edilecek.
Şimdi meclisin basılması ulusal bağımsızlığa aykırıdır.
Meclisin dağıtılması ise ulusal egemenliğe aykırıdır.
Mustafa Kemal daha önce uyarmıştı İstanbul'da bu Meclis'i açmayın, güvenli değil.
Demişti ki Orada Misakı Milli karılarını İngilizler ve Fransızlar bunlara müsaade etmez demişlerdi.
Önce açılmasına müsaade ettiler ama Misakı Milli kararları öyle kararlar alıyor ki İngiltere, Fransa buna tepkisiz kalamazdı.
Şimdi bakalım İtilaf Devletleri ne yayınladılar.
Şimdi resmen işgal edildi de İstanbul işgaller geçici olduğunu söylüyorlar.
Şimdi diyorlar ki korkmayın, panik yapmayın, işgaller geçici.
Amacımız saltanat ve hilafeti nüfuzunu güçlendirmektir.
Yani bu Mustafa Kemal ve tayfası saltanatında karşı gelmektedir.
Ama biz sizi koruyoruz, bak saltanat hızı koruyoruz diyorlar.
Yine herkesin padişahın emirlerine uyması gerektiğini söylüyorlar.
Aksi halde İstanbul'un Türklerin elinden alınacağını belirtiyorlar.
Aba altından sopa gösterilir.
Yani hem milli iradeye baskın yapıyorlar hem de halk panik yapmış, hem de o panik yapan halkı sakinleştirmek, hem de onların gazını almaya çalışıyorlar.
Ve eğer sakin durmazlar ise onlara hadlerini bildireceğini söylüyorlar.
Aba altından sopa gösteriyorlar.
Yani nesne.
Ama İstanbul işgaliyle artık uyuyanlar da uyandı.
İngilizlerin ve Fransa'nın gerçek yüzü ortaya çıktı ve akın akın Anadolu'ya insanlar kaçıyor.
Hatta burada şunu da söyleyebiliriz.
Milli Mücadele artık ciddi destek buluyor.
Anadolu halkından da ciddi bir güven aldı artık.