Şimdi milli mücadelenin hazırlık dönemine bakalım.
Aslında ben buna biraz ona değineceğim.
Hazırlık, silahlı mücadele, diplomatik ve diye.
Burada Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı nasıl oldu ve İstanbul'da neler yaptı da Samsun'a geçebildi?
Nasıl geçti bunlara değineceğim.
Öncelikle Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığında Suriye'de Mustafa Yıldırım orduları grup komutanları yapmaktaydı.
Burada anlaşamadığı bir Alman general vardı.
Sıkıntı yaşatıyordu.
İşte bir kere bu görevden alındı.
Sonra tek adam diye Suriye'ye gönderildi.
Birinci Dünya Savaşı içerisinde Suriye cephesinde ordu larımızı burada Halep'in kuzeyine çekmişti.
Hatırlarsak bu sırada işte Osmanlı savaştan çekiliyor, Mondros da imzalanıyor.
Peki Mondros yedinci maddesinin tehlikesine özellikle dikkat çekiyor Mustafa Kemal.
Çünkü Osmanlı'yı tamamen işgallere açık bırakan bu madde, Anadolu'nun herhangi bir yerine sorun çıkarsa o bölge işgal edilebilir diye bir madde vardı ve ordu daha almamasını söylüyor Mustafa Kemal'in.
Dikkat çekti.
Bu maddeler gerçekten de önemli.
Artı İstanbul'a çağrılıyor.
İstanbul'da İtilaf Devletleri donanmasını görünce de şu lafı diyor Meşhur geldikleri gibi gidenler.
Peki arkadaşlar İstanbul'a geldi.
Zaman ne yapacak?
İstanbul'da 6 7 ay kadar falan kalacak.
Burada Harbiye Nazırı olmak istiyor padişah.
Direkt böyle bir isteği var.
Yani Genelkurmay Başkanı olmak istiyor.
Ama bu kabul edilmiyor yine.
Yani Mustafa Kemal eski bir İttihatçı olduğu için bunu kabul ettiler.
Artı itiraz edenleri temsilcileriyle görüşüp onların gerçek niyetlerini öğrenmeye çalışıyor Pera Palas'ta.
Bunda bilim yine padişah ve hükümet ile görüşmeler yapacak, buradan çok fazla sonuç alamayacak ve kendi görüşlerinin yansıttığı bir Minber gazetesini çıkartıyor.
Burada farklı takma isimlerle yazılar yazıyor.
Anadolu'ya geçmek ve halkı örgütleme planları da yapıyor.
Mustafa Kemal İstanbul'da durum gerçekten anlıyor, durum analizleri yapıyor.
Kendi gibi düşünen arkadaşlarıyla toplantılar düzenliyor.
Anadolu'ya nasıl geçebiliriz, orada nasıl halkı bekleyebiliriz gibi.
Çünkü işgaller de var.
Yani Mondros Ateşkes Anlaşması işgalleri durdurma mış. Yani devam ediyor.
Artı İstanbul İtilaf güçlerinin elinde.
Yani onların kontrolünde ve padişahın da teslimiyetçi politikası var.
Damat Ferit de keza.
Hatta onların mandacı lardan yana.
Bir taraf Amerikan mandası diyor, bir taraf İngiliz mandası diyor.
Anadolu halkı kendi başının çaresine düşmüş.
Herkes kendi bölgesini kurtarmaya çalışıyor.
Tamam da vatan bir bütün.
Ama işte Mustafa Kemal'in de milli mücadele isteği buralarda planlanıyor.
Burada buralarda şekilleniyor.
Peki ona aradığı fırsat nasıl gelecek?
Şöyle Doğu Karadeniz'de yaşanan bir Türk Rum çatışması var.
Tabii İngilizler burada padişaha ve sadrazama baskı yapıyor.
Bak padişah, sadrazam, Doğu Karadeniz'de bir Türk Rum çatışması var.
Bunu çözün.
Yoksa o bölgeyi işgal ederiz.
Yedinci maddeye hatırlatıyorlar.
Padişah ve sadrazam da ne yapacak?
Mustafa Kemal, İstanbul'da gizli gizli toplantı yapıyor ya.
Hem Sadrazam Damat Ferit ondan kurtulmaya çalışıyor, hem de Mustafa Kemal'i ne yapacaklar?
Görevden uzaklaştırıp ona bir görev vererek işleri sakinleştirmeye çalışıyorlar.
Ama bu Mustafa Kemal'e inanılmaz bir fırsat veriyor.
Çünkü normalde İtilaf Güçleri askerleri var, dışarı çıkamıyor.
İstanbul'da şimdi bir görevle gidecek ve yetkilerle mesela Mustafa Kemal'e Dokuzuncu Ordu Müfettişliği görevi veriliyor.
Bu Doğu'da Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgesinde en mülki amir demektir.
Yani her şeye, herkese her şeyi sözü geçer anlamına geliyor.
Böyle bir görevle Mustafa Kemal'i görevlendirecek de Türk Rum çatışmasını bitirsin diye işte Mustafa Kemal Anadolu'ya geçmek istiyordu ya, ona bir fırsat geldi.
Şimdi artık tüm askeri ve sivil makamlara emir verme görevi geliyor o bölgede.
Bakalım normal görevleri neymiş?
Mustafa Kemal'in resmi görevi şu Doğu Karadeniz'deki Türk ve Rum çatışmalarını önlemeleri.
Türklerin elindeki silahları toplamalı direniş şehitlerinin faillerini sonlandırmayı.
Mustafa Kemal.
Resmi görevi bu.
Peki Mustafa Kemal oraya gidince bunları mı yapacak?
Bakalım asıl amacı ney?
Mustafa Kemal ne yapıyor?
Ulusal bilinci uyandırıyor ve halkı örgütlüyor. Tamam bakın bu resmi görevinin dışına çıkıyor.
Dikkat edin halk desteğiyle düşmanı yurttan atmaya çalışıyor.
Tekrardan bakın resmi görevlilerle hiç alakası yok.
Ulusal egemenliğe dayalı bir devlet kurmaya çalışıyor.
Şimdi bu da Mustafa Kemal'in amacı.
Burada şunu diyebiliriz.
19 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile Samsun'a varacak Milli Mücadele fiilen başlamış olacak.
Milli Mücadele'nin üç aşaması var.
Mustafa Kemal Samsun'a çıktığında şunu söyleyebiliriz.
Birincisi hazırlık evresi ve de ne var hocam burada genelde kongreler ve görüşmeler var, ikinci evre silahlı mücadele.
Biz kongre ve yayları yaptık.
Tamam düşmana ultimatom verdik, bak düşman çekil dedik.
Düşman çekilmedi, ısrar etti bize Sevr anlaşmasını dayattı.
Eee ne olacak?
Silahlı mücadeleyi gireceğiz.
20 ile 22 arasında.
Tamam silahlı mücadeleyi kazanacağız ve sonra da diplomatik evre başlayacak.
Yani iyi kanatlar evresi başlayacak diyebiliriz.
Yani bizim milli mücadelemiz bu üç çevreyle başlamıştır.
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Samsun'a ayak basmış, artık bu başlamıştır diyebiliriz.
Sonuç ne?
Samsun Raporu'nu Mustafa Kemal çıkartacak.
Hatta vardır da karışıklığın sebebi Rumlar ve İtilaf Devletleri subayları dır.
Bunlar ortalığı karıştırıyor diyor.
Türkler direniş göstermekte haklıdır diyor.
Türklerin bağımsızlığının engellenemeyeceğini bildiriyor.
Şimdi burada Mustafa Kemal'in Samsun raporu ciddi bir tehlike oluşturdu İngilizler için.
Aynı zamanda da İstanbul hükümeti.
Damat Ferit de bundan hiç memnun değil.
Yani Mustafa Kemal bize niçin gönderdik?
Sen orada ne yapıyorsun?
Mustafa Kemal'in resmi görevinin dışına çıkmıyor yani bu önemli peşinde ne yapacak?
İşte İngilizler bu bölgede hakimiyet kurmuşlar.
Samsun bölgesini üzerine Mustafa Kemal'de Samsun'un bir ilçesi olan Havza'ya geçecek ve burada biraz daha güvende olacak ve bu içeride mitingler yaptıracak ve Havza genelgesini yayımlayacak.
Onu da görelim.
Aslında ben buna biraz ona değineceğim.
Hazırlık, silahlı mücadele, diplomatik ve diye.
Burada Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı nasıl oldu ve İstanbul'da neler yaptı da Samsun'a geçebildi?
Nasıl geçti bunlara değineceğim.
Öncelikle Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığında Suriye'de Mustafa Yıldırım orduları grup komutanları yapmaktaydı.
Burada anlaşamadığı bir Alman general vardı.
Sıkıntı yaşatıyordu.
İşte bir kere bu görevden alındı.
Sonra tek adam diye Suriye'ye gönderildi.
Birinci Dünya Savaşı içerisinde Suriye cephesinde ordu larımızı burada Halep'in kuzeyine çekmişti.
Hatırlarsak bu sırada işte Osmanlı savaştan çekiliyor, Mondros da imzalanıyor.
Peki Mondros yedinci maddesinin tehlikesine özellikle dikkat çekiyor Mustafa Kemal.
Çünkü Osmanlı'yı tamamen işgallere açık bırakan bu madde, Anadolu'nun herhangi bir yerine sorun çıkarsa o bölge işgal edilebilir diye bir madde vardı ve ordu daha almamasını söylüyor Mustafa Kemal'in.
Dikkat çekti.
Bu maddeler gerçekten de önemli.
Artı İstanbul'a çağrılıyor.
İstanbul'da İtilaf Devletleri donanmasını görünce de şu lafı diyor Meşhur geldikleri gibi gidenler.
Peki arkadaşlar İstanbul'a geldi.
Zaman ne yapacak?
İstanbul'da 6 7 ay kadar falan kalacak.
Burada Harbiye Nazırı olmak istiyor padişah.
Direkt böyle bir isteği var.
Yani Genelkurmay Başkanı olmak istiyor.
Ama bu kabul edilmiyor yine.
Yani Mustafa Kemal eski bir İttihatçı olduğu için bunu kabul ettiler.
Artı itiraz edenleri temsilcileriyle görüşüp onların gerçek niyetlerini öğrenmeye çalışıyor Pera Palas'ta.
Bunda bilim yine padişah ve hükümet ile görüşmeler yapacak, buradan çok fazla sonuç alamayacak ve kendi görüşlerinin yansıttığı bir Minber gazetesini çıkartıyor.
Burada farklı takma isimlerle yazılar yazıyor.
Anadolu'ya geçmek ve halkı örgütleme planları da yapıyor.
Mustafa Kemal İstanbul'da durum gerçekten anlıyor, durum analizleri yapıyor.
Kendi gibi düşünen arkadaşlarıyla toplantılar düzenliyor.
Anadolu'ya nasıl geçebiliriz, orada nasıl halkı bekleyebiliriz gibi.
Çünkü işgaller de var.
Yani Mondros Ateşkes Anlaşması işgalleri durdurma mış. Yani devam ediyor.
Artı İstanbul İtilaf güçlerinin elinde.
Yani onların kontrolünde ve padişahın da teslimiyetçi politikası var.
Damat Ferit de keza.
Hatta onların mandacı lardan yana.
Bir taraf Amerikan mandası diyor, bir taraf İngiliz mandası diyor.
Anadolu halkı kendi başının çaresine düşmüş.
Herkes kendi bölgesini kurtarmaya çalışıyor.
Tamam da vatan bir bütün.
Ama işte Mustafa Kemal'in de milli mücadele isteği buralarda planlanıyor.
Burada buralarda şekilleniyor.
Peki ona aradığı fırsat nasıl gelecek?
Şöyle Doğu Karadeniz'de yaşanan bir Türk Rum çatışması var.
Tabii İngilizler burada padişaha ve sadrazama baskı yapıyor.
Bak padişah, sadrazam, Doğu Karadeniz'de bir Türk Rum çatışması var.
Bunu çözün.
Yoksa o bölgeyi işgal ederiz.
Yedinci maddeye hatırlatıyorlar.
Padişah ve sadrazam da ne yapacak?
Mustafa Kemal, İstanbul'da gizli gizli toplantı yapıyor ya.
Hem Sadrazam Damat Ferit ondan kurtulmaya çalışıyor, hem de Mustafa Kemal'i ne yapacaklar?
Görevden uzaklaştırıp ona bir görev vererek işleri sakinleştirmeye çalışıyorlar.
Ama bu Mustafa Kemal'e inanılmaz bir fırsat veriyor.
Çünkü normalde İtilaf Güçleri askerleri var, dışarı çıkamıyor.
İstanbul'da şimdi bir görevle gidecek ve yetkilerle mesela Mustafa Kemal'e Dokuzuncu Ordu Müfettişliği görevi veriliyor.
Bu Doğu'da Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgesinde en mülki amir demektir.
Yani her şeye, herkese her şeyi sözü geçer anlamına geliyor.
Böyle bir görevle Mustafa Kemal'i görevlendirecek de Türk Rum çatışmasını bitirsin diye işte Mustafa Kemal Anadolu'ya geçmek istiyordu ya, ona bir fırsat geldi.
Şimdi artık tüm askeri ve sivil makamlara emir verme görevi geliyor o bölgede.
Bakalım normal görevleri neymiş?
Mustafa Kemal'in resmi görevi şu Doğu Karadeniz'deki Türk ve Rum çatışmalarını önlemeleri.
Türklerin elindeki silahları toplamalı direniş şehitlerinin faillerini sonlandırmayı.
Mustafa Kemal.
Resmi görevi bu.
Peki Mustafa Kemal oraya gidince bunları mı yapacak?
Bakalım asıl amacı ney?
Mustafa Kemal ne yapıyor?
Ulusal bilinci uyandırıyor ve halkı örgütlüyor. Tamam bakın bu resmi görevinin dışına çıkıyor.
Dikkat edin halk desteğiyle düşmanı yurttan atmaya çalışıyor.
Tekrardan bakın resmi görevlilerle hiç alakası yok.
Ulusal egemenliğe dayalı bir devlet kurmaya çalışıyor.
Şimdi bu da Mustafa Kemal'in amacı.
Burada şunu diyebiliriz.
19 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile Samsun'a varacak Milli Mücadele fiilen başlamış olacak.
Milli Mücadele'nin üç aşaması var.
Mustafa Kemal Samsun'a çıktığında şunu söyleyebiliriz.
Birincisi hazırlık evresi ve de ne var hocam burada genelde kongreler ve görüşmeler var, ikinci evre silahlı mücadele.
Biz kongre ve yayları yaptık.
Tamam düşmana ultimatom verdik, bak düşman çekil dedik.
Düşman çekilmedi, ısrar etti bize Sevr anlaşmasını dayattı.
Eee ne olacak?
Silahlı mücadeleyi gireceğiz.
20 ile 22 arasında.
Tamam silahlı mücadeleyi kazanacağız ve sonra da diplomatik evre başlayacak.
Yani iyi kanatlar evresi başlayacak diyebiliriz.
Yani bizim milli mücadelemiz bu üç çevreyle başlamıştır.
19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Samsun'a ayak basmış, artık bu başlamıştır diyebiliriz.
Sonuç ne?
Samsun Raporu'nu Mustafa Kemal çıkartacak.
Hatta vardır da karışıklığın sebebi Rumlar ve İtilaf Devletleri subayları dır.
Bunlar ortalığı karıştırıyor diyor.
Türkler direniş göstermekte haklıdır diyor.
Türklerin bağımsızlığının engellenemeyeceğini bildiriyor.
Şimdi burada Mustafa Kemal'in Samsun raporu ciddi bir tehlike oluşturdu İngilizler için.
Aynı zamanda da İstanbul hükümeti.
Damat Ferit de bundan hiç memnun değil.
Yani Mustafa Kemal bize niçin gönderdik?
Sen orada ne yapıyorsun?
Mustafa Kemal'in resmi görevinin dışına çıkmıyor yani bu önemli peşinde ne yapacak?
İşte İngilizler bu bölgede hakimiyet kurmuşlar.
Samsun bölgesini üzerine Mustafa Kemal'de Samsun'un bir ilçesi olan Havza'ya geçecek ve burada biraz daha güvende olacak ve bu içeride mitingler yaptıracak ve Havza genelgesini yayımlayacak.
Onu da görelim.