Evet arkadaşlar bu videomuzda da ÖSYM'nin sevdiği bir soru kalıbını işleyeceğiz.
Beraber boşluk doldurma arkadaşlar.
Paragrafın başına ortasına sonuna getirilebilecek cümleler nedir?
Bakın bu sorularda şimdi eğer ben boşluğa şu paragrafın başına koyduysa buraya getireceğim cümle arkadaşlar şunda bağlantılı olmak zorunda.
Yani biz bu soru kalıplarını da paragrafın tamamını okuyup da bir ana fikir çıkarmıyoruz.
Eğer bu boşluğu sona getirirse önceki cümleyle bağlantılı olmak zorunda.
Eğer ortaya bir yere getirirse hem önceki ile hem sonraki ile bağlantılı olmak zorunda.
O yüzden paragrafı iyi okuyup iyi anlamamız gerekiyor.
Şimdi bakalım ne demiş bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Okumaya da bu moralle başlıyorsunuz.
Demek ki bir moral var aşağıda arkadaşlar.
Okumaya da bu moralle başlıyorsunuz ama birinci bölüm oldukça sıkıcı.
Kahramanları tanıyorsunuz, kopuk kopuk.
Ancak onları bir yere yerleştirebilir sunuz.
Sonra yavaş yavaş hayatlarına giriyor, savaş yıllarına ve çektikleri acılara tanıklık ediyorsunuz.
Bu andan sonra kitabı elinizden bırakmanız mümkün olmuyor.
Yazar anlatımıyla kuşatıyor sizi.
Şimdi bakıyorum, herkesin sanat tanımı farklıdır.
Bir kere arkadaşlar cevap adını olamaz.
Çünkü sanatın tanımıyla moralin ya da sıkıcı olmasının ya da elimden bırakamam ın ne alakası var?
Bursa'ya bakıyorum.
Kitap okuma ayıp, emek harcama, ayıp.
Zihnimizdeki tarlayı sürme sek olayları iyi değerlendiremeyiz.
Benim emek harcamam ile moralin yine ne alakası var?
Bursa gitti.
Yazarın üslubu herkesten farklı ve etkileyiciydi.
Şimdi arkadaşlar ben bunun başına eğer Ceyhan'ı getirirsen, benim üslubum herkesten farklı ve etkileyici ise, eğer o zaman neden ilk cümlede birinci bölüm sıkıcı desin?
O zaman burada Ceyhan da gitti. Şimdi baktım kitabın adı kadar kapağı da ilgi çekici.
Sanatın ortaya koyduğu her şey şaşkınlıkla karşılanacak kadar bilinenin sınırlarını zor olmalıdır.
Şimdi bu sorunun cevabı Deniz arkadaşlar Edirne'yi okuduğunda benim kitabımı elimden bırakamam.
Şam'la ya da birinci bölümün sıkıcı olmasıyla ya da moral ile buradaki bilinenin sınırlarını zorlamak ne alaka?
En uygun cümle hangisi Denizli?
Kitabın adı kadar kapağı da ilgi çekici.
Okumaya da bu moralle başlıyorum.
Yani kitabın kapağını çok beğenmiş.
Kitabın adını da çok beğenmiş.
Ve bu moralle başlıyor.
Ama kitabın adı ne kadar beğenilir?
Se beğensin.
Birinci bölüm ona sıkıcı gelmiş.
Ama kitap tamamen sıkıcı mı?
Değil.
Kahramanların kopuk kopuk an onları bir yere yerleştirip yorum ama yavaş yavaş hayatlarına giriyorum.
Sonra kitabı elimden bırakmam mümkün olmuyor arkadaşlar.
O yüzden bu soruya da ne diyoruz?
Denizli diyoruz.
Unutmayın, boşluktan hemen sonraki cümle bizim için en önemli cümledir.
Bu soruya bakacak olursak bakın bu soruda da boşluğu ortaya koyduk.
Bu parça da boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir bakalım.
Şuradaki cümle ve şuradaki cümle benim için önemli.
Ama paragrafın tamamını kesinlikle okumak ve iyi anlamak zorundayız.
Sadece burayı ve burayı okursan soruyu hiçbir şekilde çözemez.
Edebiyat toplumlar için sayısız iletişim yollarından biridir.
Sanat eseri konuşursa, konuşurken de bir dünya koyarsa bunu hiç şüphesiz birileri için yapar.
Böylece sanat eseri de görünür kıldığı düşsel liğin en net şekilde algılanması ile işlevini yerine getirmiş olur diyor. Hiç şüphesiz bunu birileri için yapar diyor.
Sonra da görünür kıldığı düş eserlik, düşsel ne demek?
Hayal demek.
Bu parçada boş bırakılan yeri hangisi gelir?
Sanat yapıtları insanı ve toplumları değiştirmeyi amaçlar.
Görünür kılmakla ya da bir dünya ortaya koymakla, konuşmakla Adana'nın ne alakası var gitti.
Sanat daima toplumun kemikleşmiş yargılarına bir muhalefet şerhi düşer.
Şerh açıklamak demek.
E Bursa'nın da bir alakası yok.
Sanatın temel niteliği özgün bir bakış açısı sergilemek olmalıdır.
Özgünlük, farklılık demek.
Orijinal demek görünür kılmakla.
En net şekilde algılamak ile özgünlüğü ne alakası var?
Sanat eserinin tek amacı gizli kalmış güzellikleri çıkarmaktır.
Burası bir uyku gibi arkadaşlar.
Görünür kıldığı düş telli algılamak demiş.
Burada da gizli kalmış güzellikleri çıkarmak.
Edirne'ye bakalım.
Sanatta güzellik, sanatçının gerçeğin örtüsünü kaldırarak hayal alemini offf o zaman burada, düşsel likte de burada hayal dedi.
Bir biçim vasıtasıyla algılanabilir hale getirmek dedi.
En net şekilde algılamak dedi.
Görünür kılmak dedi.
O zaman Denizli uysa da arkadaşlar en çok uyan hangisi Edirne?
Tamam.
Gizli kalmış güzellikleri ortaya çıkarmak diyor.
Ama burada biz de boşu boşuna görünür kıldığı düşsel click demedi.
O yüzden hayali de şıkları içine yerleştirmek gerekiyor arkadaşlar.
O yüzden bu soruda bizim cevabımız Edirne oldu.
Bir diğer sorumuza bakalım bu sefer de boşluğu sola getirdik.
Arkadaşlar boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelir?
Şimdi bundan önceki kısım bizim için önemli ama paragrafı yine okuyup anlıyoruz.
İnsan önce içindeki sıkıntıyı dağıtmak ise yer değiştirmek daha fazla bunaltıyor onu. Nasıl ki yerine oturmuş yükler daha az engel olur geminin gidişini.
Bir hastaya iyilikten çok kötüdür, kötülük edersiniz yerini değiştirmekle.
Yani yerini değiştirme diyor aslında.
Hastalığı kaldırırsınız kımıl katmakla.
Nasılki kazıklar daha deride gidip sağlam ulaşır, sarsıp sallamakla.
Onun için kalabalıktan kaçmak yetmez.
Bir yerden başka bir yere gitmekle iş bitmez.
Yani senin içinde bir sıkıntı varsa sen istediğin kadar yerini değiştir, istediğin kadar bunu bunu bunun için çabalar.
Kesinlikle bu senin daha da fazla bunaltıcı.
Yani önce içindeki sıkıntıya gider diyor.
Okuyalım.
Yaşadığı çevre her zaman insanı bunaltan bilir.
Ne alaka?
Yer değiştirmek burada ana fikir.
İnsanların sorunları benzer olsa da bunların çözüm yolları birbirinden farklıdır.
Farklı farklı insanların farklı farklı sıkıntılarını anlatmak istemiyor bana.
Burada Bursa olmaz.
Çevre değiştirmek kimi hastalıkları tetikler, kimine iyi gelir.
Burada sen içindeki sıkıntıyı dağıtmak, assan yer değiştirdiği zaman bu sıkıntıyı daha da artırırsa diyor ama iyi gelen bir şeyden bahsetmedi.
İçimizdeki kalabalık hayallerimiz den kurtulmamız, kendimizi kendimizden kapatmamız gerek.
Her insanın kendi içinde denge kurma çabası vardır burada.
Edirne de gitti arkadaşlar.
Bakın cevap Denizli neden sen diyor ki içindeki kalabalık hallerinden kurtulmanız.
Kendinizi kendinizden koparmanın da mümkün diyor.
Yani sen içindeki sıkıntıyı gider, daha sonra yerini değiştirme sende bu kalabalıktan kurtulursun diyor.
Yani kalabalıktan kaçmak yetmez.
Bir yerden bir yere gitmekle iş bitmez.
Sen içindeki kalabalık halleri de kurtul önce diyor arkadaşlar.
O yüzden bu sorunun da cevabı Denizli oldu.
Beraber boşluk doldurma arkadaşlar.
Paragrafın başına ortasına sonuna getirilebilecek cümleler nedir?
Bakın bu sorularda şimdi eğer ben boşluğa şu paragrafın başına koyduysa buraya getireceğim cümle arkadaşlar şunda bağlantılı olmak zorunda.
Yani biz bu soru kalıplarını da paragrafın tamamını okuyup da bir ana fikir çıkarmıyoruz.
Eğer bu boşluğu sona getirirse önceki cümleyle bağlantılı olmak zorunda.
Eğer ortaya bir yere getirirse hem önceki ile hem sonraki ile bağlantılı olmak zorunda.
O yüzden paragrafı iyi okuyup iyi anlamamız gerekiyor.
Şimdi bakalım ne demiş bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Okumaya da bu moralle başlıyorsunuz.
Demek ki bir moral var aşağıda arkadaşlar.
Okumaya da bu moralle başlıyorsunuz ama birinci bölüm oldukça sıkıcı.
Kahramanları tanıyorsunuz, kopuk kopuk.
Ancak onları bir yere yerleştirebilir sunuz.
Sonra yavaş yavaş hayatlarına giriyor, savaş yıllarına ve çektikleri acılara tanıklık ediyorsunuz.
Bu andan sonra kitabı elinizden bırakmanız mümkün olmuyor.
Yazar anlatımıyla kuşatıyor sizi.
Şimdi bakıyorum, herkesin sanat tanımı farklıdır.
Bir kere arkadaşlar cevap adını olamaz.
Çünkü sanatın tanımıyla moralin ya da sıkıcı olmasının ya da elimden bırakamam ın ne alakası var?
Bursa'ya bakıyorum.
Kitap okuma ayıp, emek harcama, ayıp.
Zihnimizdeki tarlayı sürme sek olayları iyi değerlendiremeyiz.
Benim emek harcamam ile moralin yine ne alakası var?
Bursa gitti.
Yazarın üslubu herkesten farklı ve etkileyiciydi.
Şimdi arkadaşlar ben bunun başına eğer Ceyhan'ı getirirsen, benim üslubum herkesten farklı ve etkileyici ise, eğer o zaman neden ilk cümlede birinci bölüm sıkıcı desin?
O zaman burada Ceyhan da gitti. Şimdi baktım kitabın adı kadar kapağı da ilgi çekici.
Sanatın ortaya koyduğu her şey şaşkınlıkla karşılanacak kadar bilinenin sınırlarını zor olmalıdır.
Şimdi bu sorunun cevabı Deniz arkadaşlar Edirne'yi okuduğunda benim kitabımı elimden bırakamam.
Şam'la ya da birinci bölümün sıkıcı olmasıyla ya da moral ile buradaki bilinenin sınırlarını zorlamak ne alaka?
En uygun cümle hangisi Denizli?
Kitabın adı kadar kapağı da ilgi çekici.
Okumaya da bu moralle başlıyorum.
Yani kitabın kapağını çok beğenmiş.
Kitabın adını da çok beğenmiş.
Ve bu moralle başlıyor.
Ama kitabın adı ne kadar beğenilir?
Se beğensin.
Birinci bölüm ona sıkıcı gelmiş.
Ama kitap tamamen sıkıcı mı?
Değil.
Kahramanların kopuk kopuk an onları bir yere yerleştirip yorum ama yavaş yavaş hayatlarına giriyorum.
Sonra kitabı elimden bırakmam mümkün olmuyor arkadaşlar.
O yüzden bu soruya da ne diyoruz?
Denizli diyoruz.
Unutmayın, boşluktan hemen sonraki cümle bizim için en önemli cümledir.
Bu soruya bakacak olursak bakın bu soruda da boşluğu ortaya koyduk.
Bu parça da boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir bakalım.
Şuradaki cümle ve şuradaki cümle benim için önemli.
Ama paragrafın tamamını kesinlikle okumak ve iyi anlamak zorundayız.
Sadece burayı ve burayı okursan soruyu hiçbir şekilde çözemez.
Edebiyat toplumlar için sayısız iletişim yollarından biridir.
Sanat eseri konuşursa, konuşurken de bir dünya koyarsa bunu hiç şüphesiz birileri için yapar.
Böylece sanat eseri de görünür kıldığı düşsel liğin en net şekilde algılanması ile işlevini yerine getirmiş olur diyor. Hiç şüphesiz bunu birileri için yapar diyor.
Sonra da görünür kıldığı düş eserlik, düşsel ne demek?
Hayal demek.
Bu parçada boş bırakılan yeri hangisi gelir?
Sanat yapıtları insanı ve toplumları değiştirmeyi amaçlar.
Görünür kılmakla ya da bir dünya ortaya koymakla, konuşmakla Adana'nın ne alakası var gitti.
Sanat daima toplumun kemikleşmiş yargılarına bir muhalefet şerhi düşer.
Şerh açıklamak demek.
E Bursa'nın da bir alakası yok.
Sanatın temel niteliği özgün bir bakış açısı sergilemek olmalıdır.
Özgünlük, farklılık demek.
Orijinal demek görünür kılmakla.
En net şekilde algılamak ile özgünlüğü ne alakası var?
Sanat eserinin tek amacı gizli kalmış güzellikleri çıkarmaktır.
Burası bir uyku gibi arkadaşlar.
Görünür kıldığı düş telli algılamak demiş.
Burada da gizli kalmış güzellikleri çıkarmak.
Edirne'ye bakalım.
Sanatta güzellik, sanatçının gerçeğin örtüsünü kaldırarak hayal alemini offf o zaman burada, düşsel likte de burada hayal dedi.
Bir biçim vasıtasıyla algılanabilir hale getirmek dedi.
En net şekilde algılamak dedi.
Görünür kılmak dedi.
O zaman Denizli uysa da arkadaşlar en çok uyan hangisi Edirne?
Tamam.
Gizli kalmış güzellikleri ortaya çıkarmak diyor.
Ama burada biz de boşu boşuna görünür kıldığı düşsel click demedi.
O yüzden hayali de şıkları içine yerleştirmek gerekiyor arkadaşlar.
O yüzden bu soruda bizim cevabımız Edirne oldu.
Bir diğer sorumuza bakalım bu sefer de boşluğu sola getirdik.
Arkadaşlar boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelir?
Şimdi bundan önceki kısım bizim için önemli ama paragrafı yine okuyup anlıyoruz.
İnsan önce içindeki sıkıntıyı dağıtmak ise yer değiştirmek daha fazla bunaltıyor onu. Nasıl ki yerine oturmuş yükler daha az engel olur geminin gidişini.
Bir hastaya iyilikten çok kötüdür, kötülük edersiniz yerini değiştirmekle.
Yani yerini değiştirme diyor aslında.
Hastalığı kaldırırsınız kımıl katmakla.
Nasılki kazıklar daha deride gidip sağlam ulaşır, sarsıp sallamakla.
Onun için kalabalıktan kaçmak yetmez.
Bir yerden başka bir yere gitmekle iş bitmez.
Yani senin içinde bir sıkıntı varsa sen istediğin kadar yerini değiştir, istediğin kadar bunu bunu bunun için çabalar.
Kesinlikle bu senin daha da fazla bunaltıcı.
Yani önce içindeki sıkıntıya gider diyor.
Okuyalım.
Yaşadığı çevre her zaman insanı bunaltan bilir.
Ne alaka?
Yer değiştirmek burada ana fikir.
İnsanların sorunları benzer olsa da bunların çözüm yolları birbirinden farklıdır.
Farklı farklı insanların farklı farklı sıkıntılarını anlatmak istemiyor bana.
Burada Bursa olmaz.
Çevre değiştirmek kimi hastalıkları tetikler, kimine iyi gelir.
Burada sen içindeki sıkıntıyı dağıtmak, assan yer değiştirdiği zaman bu sıkıntıyı daha da artırırsa diyor ama iyi gelen bir şeyden bahsetmedi.
İçimizdeki kalabalık hayallerimiz den kurtulmamız, kendimizi kendimizden kapatmamız gerek.
Her insanın kendi içinde denge kurma çabası vardır burada.
Edirne de gitti arkadaşlar.
Bakın cevap Denizli neden sen diyor ki içindeki kalabalık hallerinden kurtulmanız.
Kendinizi kendinizden koparmanın da mümkün diyor.
Yani sen içindeki sıkıntıyı gider, daha sonra yerini değiştirme sende bu kalabalıktan kurtulursun diyor.
Yani kalabalıktan kaçmak yetmez.
Bir yerden bir yere gitmekle iş bitmez.
Sen içindeki kalabalık halleri de kurtul önce diyor arkadaşlar.
O yüzden bu sorunun da cevabı Denizli oldu.