Nöronlarımız birbirleriyle iletişim halindedir.
Ancak multiple skleroz ya da MS hastalığında nöronlar birbirleriyle olan iletişimlerini kaybedebilirler.
Şimdi nöronları bir hatırlayalım.
Karşımızda iki tane nöron görüyoruz.
Bu kısma akson, buradaki çıkıntılara ise miyelin kılıf adını veririz.
Miyelin kılıf nöronlarda iletimi hızlandırmak ile görevlidir.
Ancak bu hastalıkta miyelin kılıflar hasara uğrar.
Çünkü akyuvarlarımız miyelin kılıfı bir yabancı olarak algılar ve bu kısımlarda hasar oluşturur.
Aslında oluşan bu hasarlı bölgelere plak adı da verilir.
Plak oluşumu sinirlerin beyne giden ve beyne gelen elektriksel sinyallerini iletme özelliğinin kaybolmasına neden olur.
Tabii ki hastalığın belirtileri kişiye özgüdür.
Ancak uyuşukluk, karıncalanma, güç kaybı, kas sertliği, çift görme, hatta kısa süreli hafıza kaybına sebep olabilir.
Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hem kalıtımsal faktörlerin hem de çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor.
Aynı zamanda ne demiştik?
Akyuvarlar kendi hücrelerine saldırıyor.
O yüzden bu hastalığın otoimmün bir hastalık olduğunu da söyleyebiliriz.
Ve bu hastalık 20-50 yaş arasında daha sık görülmektedir.
Şimdi gelelim alzheimer (alzaymır) hastalığına.
Aslında alzheimer bir bakıma hafıza kaybıdır diyebiliriz.
Çünkü kişinin hafıza faaliyetleri bozulur.
Bu beyindeki asetilkolin adlı nörotransmitter maddenin azalmasından kaynaklıdır.
Aynı zamanda beyinde protein birikimi olur ve bunun da alzheimer hastalığına sebep olduğunu söyleriz.
Bu kişilerde beynin bellek ile ilgili yapılarında konuşma, anlama, plan yapma gibi beceriler giderek kaybolur.
Hastalar zamanı ve mekanı tespit etmekte zorlanırlar.
Aile bireylerini, hatta adreslerini hatırlayamazlar.
Tedavide erken teşhis hastalığın seyrini olumlu etkilemektedir.
Ve aynı zamanda hastalığa yakalanmamak için sağlıklı beslenmeye ve düzenli egzersiz yapmaya önem verilmeli, stresten ve bağımlılık yapıcı maddelerden uzak durulmalıdır.
Biraz da parkinson hastalığını konuşalım.
Aslında parkinson hastalığına titrek felç adını da veriyoruz.
Bu hastalık dopamin eksikliğinden kaynaklanır.
Dopamin, vücudumuzda günlük hareketlerimizi düzenleyen önemli bir kimyasaldır.
Dopamin azlığı kişide titremelere, hatta bazen sertliklere ve yavaşlamış hareketlere neden olabilir.
Yavaşlamış hareket derken bahsettiğim şey, mesela havuzda suyun altında olduğunuzu ve arkadaşlarınızla şakalaştığınızı düşünün.
Suyun altında hareket etmek karada hareket etmekten daha zordur.
Bazı ünlü insanlarda da bu hastalığı duymuş olabilirsiniz.
Hatta Muhammed Ali bu hastalığa sahiptti.
Evet, şimdi biraz da epilepsiyi konuşalım.
Epilepsinin diğer ismi saradır.
Burada beynin elektriksel aktivitesinde bozulmalar gözlenir.
Bu durumda kişi bazı nöbetler geçirebilir.
Ve bu nöbetler sırasında geçici bilinç kaybı, titreme, ağızda köpük oluşumu gerçekleşebilir.
Beyin tümörleri ya da merkezi sinir sistemindeki bazı enfeksiyonlar, doğum sırasındaki bazı anomaliler bu hastalığın oluşmasına sebep olabilir.
Depresyona gelecek olursak, depresyon duygusal, zihinsel ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren ciddi ama tedavi edilebilir bir ruhsal rahatsızlıktır.
En belirgin özelliği iştahta azalma, enerjide azalma, gece uyuyamama şeklinde söyleyebiliriz.
Depresyondan kurtulmak için yapılacak ilk şey günlük faaliyetleri arttırmaktır.
Zamanı daha iyi kullanabilmek için yapılacak işleri planlamak da yararlı olacaktır.
Olumsuz düşünmek yerine hayatın olumlu yönlerini odaklanmak kişiyi depresyona karşı koruyabilir.
Ancak multiple skleroz ya da MS hastalığında nöronlar birbirleriyle olan iletişimlerini kaybedebilirler.
Şimdi nöronları bir hatırlayalım.
Karşımızda iki tane nöron görüyoruz.
Bu kısma akson, buradaki çıkıntılara ise miyelin kılıf adını veririz.
Miyelin kılıf nöronlarda iletimi hızlandırmak ile görevlidir.
Ancak bu hastalıkta miyelin kılıflar hasara uğrar.
Çünkü akyuvarlarımız miyelin kılıfı bir yabancı olarak algılar ve bu kısımlarda hasar oluşturur.
Aslında oluşan bu hasarlı bölgelere plak adı da verilir.
Plak oluşumu sinirlerin beyne giden ve beyne gelen elektriksel sinyallerini iletme özelliğinin kaybolmasına neden olur.
Tabii ki hastalığın belirtileri kişiye özgüdür.
Ancak uyuşukluk, karıncalanma, güç kaybı, kas sertliği, çift görme, hatta kısa süreli hafıza kaybına sebep olabilir.
Bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte hem kalıtımsal faktörlerin hem de çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülüyor.
Aynı zamanda ne demiştik?
Akyuvarlar kendi hücrelerine saldırıyor.
O yüzden bu hastalığın otoimmün bir hastalık olduğunu da söyleyebiliriz.
Ve bu hastalık 20-50 yaş arasında daha sık görülmektedir.
Şimdi gelelim alzheimer (alzaymır) hastalığına.
Aslında alzheimer bir bakıma hafıza kaybıdır diyebiliriz.
Çünkü kişinin hafıza faaliyetleri bozulur.
Bu beyindeki asetilkolin adlı nörotransmitter maddenin azalmasından kaynaklıdır.
Aynı zamanda beyinde protein birikimi olur ve bunun da alzheimer hastalığına sebep olduğunu söyleriz.
Bu kişilerde beynin bellek ile ilgili yapılarında konuşma, anlama, plan yapma gibi beceriler giderek kaybolur.
Hastalar zamanı ve mekanı tespit etmekte zorlanırlar.
Aile bireylerini, hatta adreslerini hatırlayamazlar.
Tedavide erken teşhis hastalığın seyrini olumlu etkilemektedir.
Ve aynı zamanda hastalığa yakalanmamak için sağlıklı beslenmeye ve düzenli egzersiz yapmaya önem verilmeli, stresten ve bağımlılık yapıcı maddelerden uzak durulmalıdır.
Biraz da parkinson hastalığını konuşalım.
Aslında parkinson hastalığına titrek felç adını da veriyoruz.
Bu hastalık dopamin eksikliğinden kaynaklanır.
Dopamin, vücudumuzda günlük hareketlerimizi düzenleyen önemli bir kimyasaldır.
Dopamin azlığı kişide titremelere, hatta bazen sertliklere ve yavaşlamış hareketlere neden olabilir.
Yavaşlamış hareket derken bahsettiğim şey, mesela havuzda suyun altında olduğunuzu ve arkadaşlarınızla şakalaştığınızı düşünün.
Suyun altında hareket etmek karada hareket etmekten daha zordur.
Bazı ünlü insanlarda da bu hastalığı duymuş olabilirsiniz.
Hatta Muhammed Ali bu hastalığa sahiptti.
Evet, şimdi biraz da epilepsiyi konuşalım.
Epilepsinin diğer ismi saradır.
Burada beynin elektriksel aktivitesinde bozulmalar gözlenir.
Bu durumda kişi bazı nöbetler geçirebilir.
Ve bu nöbetler sırasında geçici bilinç kaybı, titreme, ağızda köpük oluşumu gerçekleşebilir.
Beyin tümörleri ya da merkezi sinir sistemindeki bazı enfeksiyonlar, doğum sırasındaki bazı anomaliler bu hastalığın oluşmasına sebep olabilir.
Depresyona gelecek olursak, depresyon duygusal, zihinsel ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren ciddi ama tedavi edilebilir bir ruhsal rahatsızlıktır.
En belirgin özelliği iştahta azalma, enerjide azalma, gece uyuyamama şeklinde söyleyebiliriz.
Depresyondan kurtulmak için yapılacak ilk şey günlük faaliyetleri arttırmaktır.
Zamanı daha iyi kullanabilmek için yapılacak işleri planlamak da yararlı olacaktır.
Olumsuz düşünmek yerine hayatın olumlu yönlerini odaklanmak kişiyi depresyona karşı koruyabilir.