Omurilik soğanı ve ponsta bulunan çeşitli nöron grupları solunum merkezini oluşturur.
Solunum merkezi soluk alıp verme hızını ve kandaki oksijen ve karbondioksit miktarının sabit tutulmasını düzenler.
Her ne kadar kısa bir süre için soluk alıp verme mekanizması istemli bir şekilde yürütülmeye çalışılsa da solunum merkezi bu işleri istemsiz yapmaktan sorumludur.
Solunum merkezini asıl uyaran kandaki karbondioksit miktarıdır.
Kanda, beyin omurilik sıvısında, yani bosta ve doku sıvısındaki karbondioksit seviyesinin artması sonucu su ile birleşen karbondioksit karbonik asidi oluşturur.
Karbonik asit bikarbonat iyonlarına ve hidrojen iyonuna ayrışır.
Hidrojen iyonunun artışı nedeniyle pH düşer, pH değişiklikleri kan damarlarındaki ve solunum merkezindeki kemoreseptörler sayesinde algılanır.
Solunum merkezinden çıkan sinyaller diyafram kasına ve kaburga kaslarına iletilerek akciğerlerin soluk alıp verme hızını ve derinliğini düzenler.
Karbondioksitin kandaki seviyesi düşüp pH normale döndüğünde solunum merkezinden gelen sinyallerle solunum normale döner.
Böylece homeostasi sağlanmış olur.
Homeostasi bilinmesi gereken çok önemli bir kavramdır.
Vücudumuzda gerçekleşen bütün olaylar aslında homeostasiyi yani dengeyi sağlar. Homeostasinin bozulması bizi ölüme sürükleyebilir. Bu arada kandaki oksijen seviyesinin solunum merkezinin uyarılması üzerinde pek bir etkisi yoktur.
Ancak kandaki oksijen seviyesi aşırı derecede düşecek olursa aorttaki ve boyun atardamarlarındaki kemoreseptörler solunum merkezini uyararak solunumu hızlandırır.
Bu arada burada size küçük bir bilgi vermek istiyorum. Biraz önce karbondioksit ve suyun birleşerek karbonik asidi oluşturduğunu söylemiştim.
Bu olayda karbonik anhidraz enzimi görev alır.
Solunum merkezi soluk alıp verme hızını ve kandaki oksijen ve karbondioksit miktarının sabit tutulmasını düzenler.
Her ne kadar kısa bir süre için soluk alıp verme mekanizması istemli bir şekilde yürütülmeye çalışılsa da solunum merkezi bu işleri istemsiz yapmaktan sorumludur.
Solunum merkezini asıl uyaran kandaki karbondioksit miktarıdır.
Kanda, beyin omurilik sıvısında, yani bosta ve doku sıvısındaki karbondioksit seviyesinin artması sonucu su ile birleşen karbondioksit karbonik asidi oluşturur.
Karbonik asit bikarbonat iyonlarına ve hidrojen iyonuna ayrışır.
Hidrojen iyonunun artışı nedeniyle pH düşer, pH değişiklikleri kan damarlarındaki ve solunum merkezindeki kemoreseptörler sayesinde algılanır.
Solunum merkezinden çıkan sinyaller diyafram kasına ve kaburga kaslarına iletilerek akciğerlerin soluk alıp verme hızını ve derinliğini düzenler.
Karbondioksitin kandaki seviyesi düşüp pH normale döndüğünde solunum merkezinden gelen sinyallerle solunum normale döner.
Böylece homeostasi sağlanmış olur.
Homeostasi bilinmesi gereken çok önemli bir kavramdır.
Vücudumuzda gerçekleşen bütün olaylar aslında homeostasiyi yani dengeyi sağlar. Homeostasinin bozulması bizi ölüme sürükleyebilir. Bu arada kandaki oksijen seviyesinin solunum merkezinin uyarılması üzerinde pek bir etkisi yoktur.
Ancak kandaki oksijen seviyesi aşırı derecede düşecek olursa aorttaki ve boyun atardamarlarındaki kemoreseptörler solunum merkezini uyararak solunumu hızlandırır.
Bu arada burada size küçük bir bilgi vermek istiyorum. Biraz önce karbondioksit ve suyun birleşerek karbonik asidi oluşturduğunu söylemiştim.
Bu olayda karbonik anhidraz enzimi görev alır.