Bu videomuzda soluk alıp verme mekanizmasından bahsediyor olacağız.
Soluk alıp vermede kaburga kasları ve diyafram etkilidir.
Diyafram, göğüs boşluğu ve karın boşluğunun birbirinden ayrıldığı yerde bulunuyor.
Yani aslında akciğerlerimizin hemen altında yer alıyor.
Diyafram kaslı bir yapıya sahiptir.
Soluk aldığımız zaman diyafram düzleşir.
Soluk verdiğimiz zamanda ise bu şekilde kubbeleşir.
Soluk alıp verme işlemi göğüs boşluğu hacminin genişlemesi ve daralması sonucu oluşan basınç değişiminden kaynaklanır. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.
Soluk almada kaburga kasları kasılarak göğüs boşluğu öne doğru genişler.
Bu olayda diyafram kasının düzleşmesi de etkilidir.
Sonrasında akciğerlerin hacmi artar.
Hacim ve basıncın ters orantılı olduğunu biliyorsunuzdur.
Böylece de akciğerlerin iç basıncı azalır.
Gazlar yüksek basınçlı bölgeden düşük basınçlı bölgeye hareket ederler.
Atmosfer basıncı akciğer basıncından daha büyük duruma geldiği için hava burun ve ağızdan girerek alveollere ulaşır.
Biraz önce göğüs boşluğu hacminin arttığını söylemiştim.
Karın boşluğu hacmi ise azalır.
Yani göğüs boşluğu ve karın boşluğu birbirine zıttır.
Soluk alma kasların kasılmasıyla gerçekleştiği için enerji yani ATP harcanır.
Şimdi gelelim soluk vermeye.
Soluk vermede kaburga kasları ve diyafram kası gevşer. Yani diyafram biraz önce de anlattığım gibi kubbeleşir.
Böylece göğüs boşluğunun hacmi daralır.
Göğüs boşluğundaki iç basınç dış basınçtan daha yüksek duruma gelir.
Bu nedenle hava akciğerlerden dışarı doğru hareket eder. Bu esnada göğüs boşluğu hacminin daraldığını söylemiştim.
Karın boşluğu hacmi ise artar. Akciğer yapısındaki elastik liflerden ve plevra sıvısının yüzey geriliminden dolayı genişlemiş akciğer eski haline dönmek ister.
Buna geri yaylanma basıncı denir.
Akciğerlerin geri yaylanma basıncı soluk vermeyi kolaylaştırır yani soluk vermek soluk almaya göre daha kolaydır.
Bu nedenle soluk vermeye pasif hareket de denir.
Ancak bu durum aklınıza ATP harcanmadığını getirmesin. Soluk verme sırasında da ATP harcanır.
Çünkü burada kaslar gevşiyor ve gevşeme sırasında da ATP harcanır.
Soluk alma ise aktif hareket olarak da geçer.
Özellikle boyun, sırt, göğüs ve karın kasları gibi kaslar da egzersiz sırasında solunuma yardımcı olur.
Yetişkin bir birey dakikada 12-18 kez soluk alıp verir.
Bu sayı aktiviteye bağlı olarak enerji ve oksijen ihtiyacının artması gibi durumlarda artar.
Soluk alıp vermede kaburga kasları ve diyafram etkilidir.
Diyafram, göğüs boşluğu ve karın boşluğunun birbirinden ayrıldığı yerde bulunuyor.
Yani aslında akciğerlerimizin hemen altında yer alıyor.
Diyafram kaslı bir yapıya sahiptir.
Soluk aldığımız zaman diyafram düzleşir.
Soluk verdiğimiz zamanda ise bu şekilde kubbeleşir.
Soluk alıp verme işlemi göğüs boşluğu hacminin genişlemesi ve daralması sonucu oluşan basınç değişiminden kaynaklanır. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.
Soluk almada kaburga kasları kasılarak göğüs boşluğu öne doğru genişler.
Bu olayda diyafram kasının düzleşmesi de etkilidir.
Sonrasında akciğerlerin hacmi artar.
Hacim ve basıncın ters orantılı olduğunu biliyorsunuzdur.
Böylece de akciğerlerin iç basıncı azalır.
Gazlar yüksek basınçlı bölgeden düşük basınçlı bölgeye hareket ederler.
Atmosfer basıncı akciğer basıncından daha büyük duruma geldiği için hava burun ve ağızdan girerek alveollere ulaşır.
Biraz önce göğüs boşluğu hacminin arttığını söylemiştim.
Karın boşluğu hacmi ise azalır.
Yani göğüs boşluğu ve karın boşluğu birbirine zıttır.
Soluk alma kasların kasılmasıyla gerçekleştiği için enerji yani ATP harcanır.
Şimdi gelelim soluk vermeye.
Soluk vermede kaburga kasları ve diyafram kası gevşer. Yani diyafram biraz önce de anlattığım gibi kubbeleşir.
Böylece göğüs boşluğunun hacmi daralır.
Göğüs boşluğundaki iç basınç dış basınçtan daha yüksek duruma gelir.
Bu nedenle hava akciğerlerden dışarı doğru hareket eder. Bu esnada göğüs boşluğu hacminin daraldığını söylemiştim.
Karın boşluğu hacmi ise artar. Akciğer yapısındaki elastik liflerden ve plevra sıvısının yüzey geriliminden dolayı genişlemiş akciğer eski haline dönmek ister.
Buna geri yaylanma basıncı denir.
Akciğerlerin geri yaylanma basıncı soluk vermeyi kolaylaştırır yani soluk vermek soluk almaya göre daha kolaydır.
Bu nedenle soluk vermeye pasif hareket de denir.
Ancak bu durum aklınıza ATP harcanmadığını getirmesin. Soluk verme sırasında da ATP harcanır.
Çünkü burada kaslar gevşiyor ve gevşeme sırasında da ATP harcanır.
Soluk alma ise aktif hareket olarak da geçer.
Özellikle boyun, sırt, göğüs ve karın kasları gibi kaslar da egzersiz sırasında solunuma yardımcı olur.
Yetişkin bir birey dakikada 12-18 kez soluk alıp verir.
Bu sayı aktiviteye bağlı olarak enerji ve oksijen ihtiyacının artması gibi durumlarda artar.