Önce Tanzimat şiirinin genel özelliklerinden bahsedelim.
Daha sonra temsilcileri üzerinde duracağız.
Şimdi Tanzimat şiirini tabii incelediğimizde biz birinci dönem ve ikinci dönem olarak işlemek zorunda.
Çünkü her iki dönemin de farklı bir sanat anlayışı var ve bu sanat anlayışı doğrultusunda şiirlerini oluşturmuşlardır.
İsterseniz önce bu genel özellikler üzerinde hem birinci dönem hem ikinci dönem karşılaştırmalı bir şekilde gidelim ve daha sonra temsilcilerine geçelim.
Bakın birinci dönemde.
Divan şiirini eleştirmiş yerdir bakın.
Ama şurası önemli nazım şekillerini de kullanmışlardır.
Divan edebiyatının eleştirilmesine rağmen nazım şekilleri kullanılmaya devam edilmiştir.
Fakat içerik olarak burası önemli.
Bazı değişiklikler yapılmıştır.
Mesela bu değişiklikler nelerdir?
Birazdan aşağıda da söyleyeceğiz.
Hak, adalet, eşitlik, hürriyet gibi konular ilk kez Türk edebiyatında Tanzimat dönemiyle birlikte şiirlerde işlenmeye başlamıştır.
Bakın ve Türk edebiyatında ilk kez şiirlere başlık konulmuştur.
Şimdi Tanzimat şiirinden önce ne var?
Tanzimat şiirinden önce Divan şiiri var ve başlıklar yok.
Dolayısı ile ilk kez Tanzimat şiiri ile birlikte şiirlere başlık konulduğunu söyleyebiliriz.
Aynı zamanda sanat toplum içindir anlayışı hakimdir.
Çünkü sanatı topluma eğitme de bir araç olarak görmüştür.
Birinci dönem sanatçıları.
Hece ölçüsünü bakın.
Hece ölçüsünün kullanılması gerektiğini söylemişlerdir.
Ama genel olarak da aruz ölçüsünün kullanıldığını söyleyebiliriz.
Peki birinci dönem sanatçıları hangi akımın etkisinde bakın.
Klasik azim ve romantizm şiirlere hakim olan akımlar dır.
Dil bakın dili kesinlikle sadeleştirme istemişlerdir ama bunda başarılı olamamışlardır.
Çünkü ağır bir dil vardır.
Bakın göz için uyak anlayışı, hani kafiye göz içindir anlayışı Tanzimat birinci dönemi sanatçıları için geçerli olan bir özelliktir.
Bakın ve parça güzelliği yerine ki divan edebiyatında parça güzelliği vardı.
Ama Tanzimat sanatçıları parça güzelliği yerine bütün güzelliğini esas almıştır.
Sanatçılarımız da hemen zaten üç tane.
Sana şiirle ilgili 3 sanatçı üzerinde duracağız.
Şinasi Ziya Paşa ve Namık Kemal.
İsterseniz ikinci dönem Tanzimat şiirinin özellikleri üzerinde duralım.
Şimdi ikinci dönem Tanzimat sanatçıları divan şiiri nazım şekillerini kullanmışlardır.
Bakın şimdi birinci dönemde kimler ne yapmış eleştirmiş ama buna rağmen kullanmış.
Fakat Divan şiirini eleştiren veya Divan şiir biçimini kullanan Tanzimat ikinci dönem sanatçıları bunun yanında Batı edebiyatı biçimlerini de denemişti.
Bir bakıma serbest bir tezat gibi.
Özellikle Abdülhak Hamit bu konuda farklı denemeler yapmıştır ve Tanzimat ikinci dönem sanatçıları diyor ki Her güzel şey şiirin konusu olabilir.
Yani zirveden Küre'ye kadar.
Hatta Recaizade nin bir sözüdür.
Devreden küreye kadar her şeyin, her şeyin şiirin konusu olabileceği üzerinde durmuştur.
Dolayısı ile şiirin konusunu genişletmiş, derdi.
Bakın bir dönem sanat toplum için derken ikinci dönem Tanzimat sanatçıları sanat sanat içindir akımı görüşüne bağlıdır.
Tanzimat birinci dönem sanatçıları klasiğin ve romantizm akımının etkisinde iken, Tanzimat ikinci dönem şiirinde biz romantizm akımının etkilerini görüyoruz.
Özellikle şiirde eskiyi savunan Muallim Naci bakın.
Aslında Tanzimat ikinci dönem şiiri içerisinde de bazı ayrılıklar var.
Mesela Recaizade Mahmut Ekrem yeni savunmuş.
Muallim Naci ikinci dönem Tanzimat sanatçısı olmasına rağmen bakın eskiyi savunmuştur ve bu eskiyi savunan Muallim Naci ile yeniyi savunan Recaizade Mahmut Ekrem arasında kafiye, göz için mi, kulak için mi olduğu konusunda farklı tartışmalar yaşanmış.
Abes tebessüm olayı buradan gelmekte zaten.
Devam edelim.
Bir kere ağır, süslü ve sanatlı birdir, kullanmışlardır.
Aynen Tanzimat.
Birinci dönem sanatçıların da olduğu gibi.
Yani her ne kadar sade dilden yana olsa da birinci dönem sanatçıları yine başarılı olamamışlardır.
Aruz ölçüsü ikinci dönemde de kullanılmaya devam edilmiştir.
Parça bütünlüğü yerine aynen birinci dönem sanatçıların da olduğu gibi ikinci dönem sanatçıları da konu bütünlüğünü esas almışlardır.
Bu dönem içerisinde Abdülhak Hamid Tarhan, Recaizade Mahmud Ekrem ve Muallim Naci şiirde ön plana çıkan sanatçılardır.
Tanzimat Şiiri Nedir?
Tanzimat Şiiri, 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat Dönemi olarak bilinen dönemde ortaya çıkan bir edebiyat akımıdır. Bu akımın amacı, toplumsal ve kültürel alanda Batı'yı örnek alarak, Osmanlı İmparatorluğu'nda modernleşme ve çağdaşlaşma sürecini başlatmaktı. Tanzimat Şiiri, bu sürecin edebi tarafını oluşturdu.
Tanzimat Şiiri'nin özellikleri arasında Batı edebiyatı örnek alınarak ortaya çıkan yeni bir dil ve anlatım tarzı, sade ve anlaşılır bir dil kullanımı, milliyetçi bir tavır, toplumsal konuların işlenmesi ve şiirde gerçekçilik yer alır. Bu akımın öncüleri arasında Namık Kemal, Ziya Paşa, Recaizade Mahmud Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan gibi yazarlar yer almaktadır. Tanzimat Şiiri'nin etkisi, edebiyatın yanı sıra toplumsal ve siyasi alanda da hissedilmiştir ve Osmanlı İmparatorluğu'nun modernleşme sürecinde önemli bir yer tutmuştur.
Tanzimat 1. Dönem Özellikleri
- “Sanat, toplum içindir.” görüşü benimsenmiş ve yapıtlarda bu düşünce uygulanmaya çalışılmıştır.
- Dilde sadeleşme savunulmuş ancak uygulanamamıştır.
- Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
- Romantizmin etkisinde kalınmış ve bu akımın belirgin özellikleri, yapıtlarda işlenmiştir.
- Divan edebiyatı eleştirilmiş, ona karşı çıkılmıştır. Hece ölçüsü ve Halk edebiyatı savunulmuş ama bu düşünceler uygulamaya geçirilememiştir.
- Şiirde estetik ve güzellik değil, içerik ön plana çıkmıştır. Şiir, düşünceyi aktarmak için kullanılan bir araç durumundadır.
- Romanlar, roman tekniği bakımından oldukça zayıftır. Romanlarda uzun betimlemelere, beklenmedik rastlantılara yer verilir. Zaman zaman romanın akışı durdurulur ve okuyucuya bilgi verilir.
- Noktalama işaretleri ilk defa bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır.
- Şiirde, eski biçimler içinde, yeni konular işlenmiştir.
- Sanatçıların en önemli özelliklerinden biri de aynı zamanda devlet adamı ve siyasetin içinde olmalarıdır.
Tanzimat 2. Dönem Özellikleri
- Sanatçılar, devrin siyasi şartlarının ağırlığı yüzünden “Sanat, sanat içindir” anlayışını benimsemişlerdir.
- Sanatçılar, toplum sorunlarından ve siyasetten uzak kalmış, yalnızca edebiyatla ilgilenmişlerdir.
- Yapıtlarda kullanılan dil ağırdır. Divan edebiyatına karşı Batı edebiyatı savunulmuştur.
- Batı edebiyatı örnekleri başarıyla ortaya konmuştur.
- Yapıtlarda realizm etkisi görülür. Kölelik, cariyelik, romanlarda da sıkça işlenen konulardır.
- Şiirde romantizm izleri vardır.
- Şiirin konusu genişletilmiştir. Hayattaki her güzel şeyin şiirin konusu olabileceği görüşü esas alınmıştır. Şiirlerde ölüm, yokluk, hiçlik gibi soyut konular işlenmiştir.
- Şiirde Divan şiiri biçimlerinin yanı sıra biçimler de kullanılmıştır.