1: 11. Ihtiyarın çevresindeki askerler birbirine karıştı. Bir çığlıktır koptu. "Bey'e haber verin! Bey'e haber verin!" diye bağr
1: 11. Ihtiyarın çevresindeki askerler birbirine karıştı. Bir çığlıktır koptu. "Bey'e haber verin! Bey'e haber verin!" diye bağrışıyorlardı. İhtiyarın kollarına girdiler. Kuş gibi deniz kenarına uçurdular. Bir sandala koydular. Büyük bir kadırgaya çıkardılar. Askerin içinde onun kahramanlık serüvenlerini bilmeyen, ününü duymayan yoktu. Biraz güvertede durdu. Sevinçten şaşırmış, aptallaşmıştı. Ayağına bir çakşır geçirdiler. Sırtına bir kaftan attılar. Başına bir kavuk koydular. - Haydi, Bey'in yanına, dediler. Onu kadırgaya getiren askerlerle birlikte büyük geminin kıçına doğru yürüdü. Kara palabıyıklı, sırmalı giysisinin üzerine demir, çelik zırhlar giymiş iri bir adamın karşısında durdu. -Sen kaptan Kara Memiş misin? - -Evet, dedi. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Birinci kişi ağzından yazılmıştır. B) Yalın bir dil kullanılmıştır. C) Gözlemci anlatıcı bakış açısı kullanılmıştır. D) Olaya dayanan metinden alınmıştır. E) Diyalog tekniğinden yararlanılmıştır.