1. Bazı yazarlar okurun romandan ne anlam çıkarması gerektiğini açıkça belirtir, okurun anlamlandırma işine katılmasına fırsat v
1. Bazı yazarlar okurun romandan ne anlam çıkarması gerektiğini açıkça belirtir, okurun anlamlandırma işine katılmasına fırsat ver- mek istemezler. Okur böyle bir romanı okurken edilgendir. Ya- zarın ne düşündüğü, karakterlerin nasıl yorumlanacağı, hangi değerlerin savunulduğu okurun önüne hazır bir biçimde konmuş- tur. Bazı romanlar da vardır ki okur metnin karşısında edilgen kalamaz, okurken romanın anlamını kendi çıkarmaya daha doğ- rusu ona, kendine göre bir anlam vermeye zorlanır. Bunu sağ- lamak için yazar tarafından okura birtakım ipuçları verilir, yol gös- termek için işaretler sunulabilir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yol göstermek" sözcüğü bu parçadaki anlamı karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Elinde güçlü bir çıra vardı, onu yüksekte tutarak yolculara yol gösteriyordu. O Bir gece, Hero'nun sevgilisine yol göstermek için yaktığı fe- neri rüzgâr söndürmüş; Leandros da yolunu şaşırarak Bo- ğaz'ın karanlık sularında can vermiş. C) Koca bir dağın yamacına kartal yuvası gibi konmuş Priene'ye tırmana tırmana çıkılıyor; bir bekçi önümüze düşmüş, bize yol gösteriyordu. D) Hiçbir şey söylemeden onu sürüklemeye devam ettiler; kü- çük kız önlerine düşmüş, onlara yol gösteriyordu. 3. Edebiyatımızın aydınlatıcısı, yol göstericisi olacak bir eleş- tirmen isteyen Abdülhak Şinasi Hisar, eleştirmenin görevinin okurların beğeni düzeylerini geliştirmek olduğunu vurgular. com