1. ----. Bu türden bir ele alış tarzıyla yazılmış öyküler, ağırlıklı olarak tasvirlere yaslanır ve görünen gerçekliği enstantane
1. ----. Bu türden bir ele alış tarzıyla yazılmış öyküler, ağırlıklı olarak tasvirlere yaslanır ve görünen gerçekliği enstantanelerle resmeder. Hayatın herhangi bir anında yakalanan bir kare ve o karenin çoğaltılmasıyla ortaya çıkan olaylar, insanlar, durumlar... Bu kare, bazen bir portre olur bazen bir durum. Ama öykü hep görüntülere yaslanır. Yazar, metin boyunca gördüğü/algıladığı fotoğrafı canlandırmaya çalışır. Ama elbette fotoğrafın dilini değil, kendi dilini kullanmak durumundadır. Fotoğrafçı "görme biçimi" ni belirledikten sonra fazladan bir çaba sarfetmeden sadece deklanşöre basar. ---. Bu parçanın anlam bütünlüğünü sağlayacak şekilde başına ve sonuna getirilebilecek cümleler aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Fotoğrafçının deklanşörle yaptığını öykücü sözcüklerle yapar - Ama öykücü fotoğrafçı gibi gördüklerine mahkum değildir B) Öykünün anlatım imkânlarından biri fotoğrafik yaklaşımlardır - Öykücü ise gördüğü fotoğrafı özenle seçtiği sözcüklerle çizer C) Fotoğrafik gerçekliğin sanat katına yükselebilmesi için fotoğrafik donukluğu yeni alanlara taşımak, ona ruh vermek gerekir bu yüzden - Bu anlamda görüntü, kücünün elinde daha işlevseldir D) Sanatçı, dış dünyaya ait görüntüleri sözcükler vasıtasıyla değiştirir - Ama biz görüntüyü öykücünün gördüğü şekliyle görürüz E) Doğayı merkeze alan öyküler vardır - Bu, gerçekliğin yeniden üretilmesi anlamına gelir