1. Bünyamin, her zamankinden farklı bir havanın ağırlığını his- setti üzerinde. Gardaki insanlar, her gün gördüğü kalaba- lık, b
1. Bünyamin, her zamankinden farklı bir havanın ağırlığını his- setti üzerinde. Gardaki insanlar, her gün gördüğü kalaba- lık, başka bir dünyanın insanlarıymış gibi yabancı geldi. Ka- fasında dolaşan düşüncelerden sıyrılıp dışarı bakarken bir an kendini unuttu. Ne yapıyordu bu insanlar? Bu düdük sesi Ankaralıların bir kısmına, İstanbul'daki vapurların tre- ninkine hiç benzemeyen kalın ve uzun düdük seslerini ha- tırlattı. Bünyamin İstanbul'da evlerinin biraz ilerisindeki de- mir yolundan geçen trenleri, birkaç sokak sonra birdenbi- re karşısına çıkan denizi düşündü. Yazın Cennet'le deniz kenarındaki çay bahçelerinde oturmalarını hatırladı, ardın- dan yine bir yorgunluk geldi üstüne. Kendini bir süredir çok yorgun hissediyordu. Uyumakla, dinlenmekle geçmeyen bir yorgunluk. Bu soğuk ve karlı günü de yolda geçirecek- ti. Oysa sobanın başında ayaklarını uzatıp oturmak, biraz televizyon seyretmek, sonra uyumak istiyordu. Bütün bu basit istekler, ona yıllar öncesinden kalmış gibi göründü. O karar vermezdi, olacak olan olurdu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Anlatıcı, kahramanın iç dünyasına hâkimdir. B) Ruhsal betimlemeler yapılmıştır. ic konuşmalara yer verilmiştir. D) Yinelemelerden yararlanılmıştır. 2)Devrik cümlelere yer verilmiştir.