Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

13. Bilinç akışı, kişinin aklından geçenlerin birinci kişi ağzın- dan yansıtılmasıdır. Bu teknikle yazar, kahramanın, ha- yatı,

13. Bilinç akışı, kişinin aklından geçenlerin birinci kişi ağzın-
dan yansıtılmasıdır. Bu teknikle yazar, kahramanın, ha-
yatı, nesneleri, etrafında gördüğü şeyleri nasıl algıladığını,
bir bilinç yansıması eşliğinde aktarır. Derin, soyut ifadeler-
den yara

13. Bilinç akışı, kişinin aklından geçenlerin birinci kişi ağzın- dan yansıtılmasıdır. Bu teknikle yazar, kahramanın, ha- yatı, nesneleri, etrafında gördüğü şeyleri nasıl algıladığını, bir bilinç yansıması eşliğinde aktarır. Derin, soyut ifadeler- den yararlanılan bilinç akışında, karakterin zihninden akıp giden düşüncelerde mantıksal bir bağ yoktur. Daha çok çağrışım ilkesine göre aktarım yapılır. Buna göre aşağıdakilerden hangisinde bilinç akışı tekniğinden yararlanılmıştır? A) Geçen yıl bölgede nohut hasadı iyi olunca ani bir ka- rarla tüm tarlalarına nohut ekmeye karar vermişti. An- cak hesaplamadığı bir şey vardı ki herkes onun gibi düşünmüş ve nohut ekiminde bir rekor yaşanmıştı. Hasat zamanı geldiğinde bunca emeğinin karşılığını alamayacağını aylar öncesinde anlamıştı. B) Bugün gökyüzünün her zamankinden farklı ama bir o kadar büyüleyici tonlarını gözlemlemek mümkündü. Bu sırada can sıkıntımın geçmesini amaçlayarak sa- hilde yavaş adımlarla yürüyordum. Hava çok sıcaktı. Üç çocuğun büyük bir eğlenceyle denizde oynadıkla- rını gördüm. O çocukların da bir problemleri var mıdır diye düşündüm. C) İsteksiz bir şekilde tarlasına gidiyor, akşama kadar zo- raki bir şekilde çapa yapıyordu. Yine mi aldığı kararlar- la kendisinin ve ailesinin bunca emeği boşa gidecekti? Canı sıkılıyor ve kimseyle konuşmak istemiyordu. Ak- şam eve geldiğinde zihin yorgunluğunun beden yor- gunluğundan daha ağır olduğunu düşündü. D) İstifa ediyorum. Yok, yok; vazgeçiyorum. Özel bir eği- timden geçirmeleri gerekirdi beni. Ben Orta Çağ'da yaşamalıydım. Sabahları, Montaigne gibi oda orkest- rasıyla uyandırılmalıydım. Beni iyi korumadılar. Deri- min ince olduğunu, güneşe dayanamayacağını bilme- liydiler. Kusurlarımı hoşgörüyle karşılasalardı... Sekiz kat elbise istiyorum. Ellerim terlemesin. Gömleklerim ütülü, ayakkabılarım da cilalı olsun. E) Eskiden bizim mahallenin kendine ait bir havası, bir hayat tarzı vardı. Şimdi ise birbirinin kopyası, soğuk, cansız binlerce apartman, ruhsuz beton kütleleriyle bütün şehirleri ve bizim mahalleyi aynılaştırmış. Şe- hirlerin, mahallelerin ruhu yok olmuş. Artık mahalleler kendine özgü kimliği olan bir yer olmaktan çıkmış.