17. İster lapa lapa kar yağsın, ister şarıl şarıl yağmur, isterse bütün gecenin ayazından karlar dona çek- miş olsun, sabahın be

17. İster lapa lapa kar yağsın, ister şarıl şarıl yağmur, isterse bütün gecenin ayazından karlar dona çek- miş olsun, sabahın beş buçuğunda karanlıkları ürperten sesiyle sokağa girerdi: "Gazete, havadiis!" Sabahın dördünde yazı makinemin başına geçti- ğim için bu ses, bu kar'a, yağmura, ayaza kafa tutan bu canlı, pırıl pırıl ses, beni yazı makinemin başında bulurdu. Gazete paralarını akşamdan masanın kıyısına koyduğum için onu bekletmez, koşardım sokak kapısına. Gazetelerimi önceden hazırlamış olurdu. Uzatır, paraları alır, saymaya gerek duymadan cebine atar, donmuş burnu buhar kazanı gibi tüterek uzaklaşırken canlı, yaşam dolu sesiyle sokağı gene neşelendirirdi: "Gazete, havadiis!" Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A)) Görme duyusundan yararlanılmıştır. B) Benzetmeye başvurulmuştur. işitme duyusu harekete geçirilmiştir. DÖyküleyici ve betimleyici ögeler bir aradadır. E) Karşıtlıklara yer verilmiştir.