20. Şair ne bir gerçeğin habercisidir ne de güzel söz söyleyen kişi. Şairin dili, düzyazı gibi anlaşılmak için değil, duyul- mak
20. Şair ne bir gerçeğin habercisidir ne de güzel söz söyleyen kişi. Şairin dili, düzyazı gibi anlaşılmak için değil, duyul- mak içindir; sözle müzik arasında, sözden çok müziğe yakın bir dildir. Şiir, şairin elinden çıkınca bitmez, onu her okur kendince tamamlar. Düzyazıda üslubun oluşması için zorunlu olan ögelerin hiçbiri şiir için söz konusu ola- maz. Şiir ve düzyazı, birbiriyle yakınlığı ve ilgisi olmayan, farklı düzenlere sahip, ayrı boyutları olan iki ayrı mimaridir. Bu parçanın yazarından, aşağıdakilerin hangisini söy- lemesi beklenemez? A) Şiir, oluşumu ve düzeni bakımından düzyazıdan fark- lidir. B) Düzyazı, şiirdeki durumları uygulamaya kalkarsa sah- te olur; şiir de düzyazıdaki ifade açıklığını benimserse çıplak kalır. C) Şiirde anlam şüpheli ve belirsiz olmalı; şiir, okuyucu- nun verdiği anlamlarla zenginleşmelidir. D) Düzyazı için gerekli olan açıklık, doğruluk gibi ilkeler şiir için gerekli değildir. Şiir, herkesin, kendini orada bulabileceği, düşünce dünyasını geliştirebileceği dizelerden oluşur.