Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

26 Aşağıdakilerden hangisinde tartışmacı anlatım ağır basmak- tadır? A) Çocuk aklının şaşırtıcılığı basitliğinde yatar. Hayalle

26
Aşağıdakilerden hangisinde tartışmacı anlatım ağır basmak-
tadır?
A) Çocuk aklının şaşırtıcılığı basitliğinde yatar. Hayalle dolan
ve yabancılaşan yetişkin beyni, basit olan çocuk aklı karşı-
sında şaşkınlığa düşer. Çocuğun doğayla ve dille olan bu
dola

26 Aşağıdakilerden hangisinde tartışmacı anlatım ağır basmak- tadır? A) Çocuk aklının şaşırtıcılığı basitliğinde yatar. Hayalle dolan ve yabancılaşan yetişkin beyni, basit olan çocuk aklı karşı- sında şaşkınlığa düşer. Çocuğun doğayla ve dille olan bu dolaysız bağı, henüz yabancılaşmamış beyni, onu yetişkin- lerden daha gerçekçi kılar. Çoğu zaman, söylediği sözlerin, kurduğu bağıntıların bizi şaşırtması bu nedenledir. B) Dil üzerindeki titizliğimiz yalnız edebî eserlere dayanıyor. Edebî olmayan yazılarda dilin düzgün olmasına lüzum var mı, yok mu, çok defa düşünmüyoruz bile. Mesela bir bilim adamı ne demek istediğini bize iyi kötü anlatıyor mu, yeti- yor. Cümlesinin düzgün, anlatışının rahat olmasına bakmı- yoruz. Onun da bir edebiyatçı kadar dil üzerinde düşünme- si, hiç olmazsa yanlışlarla dolu bozuk bir dil kullanmaması gerektiğini aklımıza getirmiyoruz. Nurullah Ataç, Türk edebiyatında modern anlamda deneme türünde ürün veren ilk yazar ve eleştirmendir. Dergâh dergi- sinde yayımlanan şiir ve yazılarıyla edebiyat dünyasına giren Ataç, çeviri, deneme ve eleştirileriyle Cumhuriyet Dönemi'ne damgasını vurmuştur. Yeni bir kültür ve dil arayışı içinde, ken- di türettiği sözcükleri, devrik tümceleri ve kendine özgü biçe- miyle dili bir uygarlık sorunu olarak ele almıştır. D) Kınalar köyüne giderken bir boğaz vardır. Her yaz bir kere uğramadan edemediğim bir yer, bir çeşit "yılın nirengi nok- tası" benim için. Bu yıl, bahar selleri yüzünden suları çoğal- mış boğazın. Eskiden üstüne çöktüğümüz taşlar silinip git- miş. Su, kayaları tarayarak inmiş aşağılara, koca parçalar kopararak tabanına yığmış, ağaçları köklerinden söküp ters çevirmiş. Ölü bir bitkiler dünyası... Yüksek sesle konuşmak- tan bile ürkülüyor. Sivri, dengesiz kayalar eğreti, asılı duru- yor tepede, göğe bir anlığına ilişmişçesine. Derler ki su, te- pesindeki dağlarla dipteki boşluğun tam ortasındadır. Astronotların, uzay mekikleri ya da uzay istasyonlarından çektikleri fotoğraflar o kadar güzeldir ki görenlerde usta bir ressamın elinden çıkmış değerli bir tablo etkisi uyandırır. Bu fotoğraflar, çeşitli araştırmalarda veri elde edebilmek için is- tenen ayrıntıları ön plana çıkaracak şekilde, insan gözünün göremeyeceği renkler kullanılarak gözlem uyduları tarafın- dan, tam kuş bakışı çekilen fotoğrafların aksine, gerçek renk- lerde ve astronotların baktıkları açıdan, onların gördükleri gi- bi çekilmiştir.