27. XIX. yüzyıl başlarında empati kavramı; gözlemle- yenin duygu ve düşüncelerinin gözlemlenen nes- neye yansıması, bakanın kend
27. XIX. yüzyıl başlarında empati kavramı; gözlemle- yenin duygu ve düşüncelerinin gözlemlenen nes- neye yansıması, bakanın kendisini baktığı şeyde bulması anlamında kullanıldı. XIX. yüzyılın sonla- rina doğru ise epistemoloji bağlamında önem ka- zanan kavram, kişinin gözlemlediği nesneyle öz- deşim kurarak ötekine ve kendi varlığına ilişkin bilgi sahibi olmasını sağlayan bir deneyim olarak görülmeye başlandı. Bu görüşe göre empati için başkalarının duygularını hissedebilmenin yanı sıra akılcı bir kavrayış da gereklidir. Psikoloji ve nörobilim alanlarındaki çalışmalar ise empatinin, doğumdan itibaren hayatta kalmayı sağlayan bir süreç olduğunu gösterdi. Bunlara göre bebek, ön beyinde henüz ana rahmindeyken oluşmaya baş- lamış olan ayna nöronlar yoluyla ötekini taklit ede- rek çevresini tanımaktadır; esnemek veya hap- şırmak gibi davranışların yetişkinlerde de bulaşıcı olması bundandır. Bu parçaya göre empatiyle ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) İnsanın çevresine uyumunu sağlayan araçlar- dan biridir. B) Ortaya çıkmasında biyolojik yapıların etkisi gö- rülür. C) Karşılıklı etkileşimi artırarak kitleler arası ileti- şimi kolaylaştırır. D) Anlamlandırmasında zaman içerisinde deği- şimler yaşanmıştır. E) Şekillenmesinde davranış tekrarlarının önemli bir rolü vardır.