30. Herkesin kendi başına doğru yanlış bir yerlere doğru yürüdüğü bir dünyada dostluklar eridikçe eridi. Dünyamızı bu duruma get
![30. Herkesin kendi başına doğru yanlış bir yerlere doğru yürüdüğü bir
dünyada dostluklar eridikçe eridi. Dünyamızı bu duruma getiren-
ler, dünyamızı kirletenler büyük bir insanlık zaferi kazanmış gibi
çalımla dolaşmaya başladılar. O yalan dünyayı biz de uy](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220912113701729191-4701726.jpg?h=512)
30. Herkesin kendi başına doğru yanlış bir yerlere doğru yürüdüğü bir dünyada dostluklar eridikçe eridi. Dünyamızı bu duruma getiren- ler, dünyamızı kirletenler büyük bir insanlık zaferi kazanmış gibi çalımla dolaşmaya başladılar. O yalan dünyayı biz de uydurma bir sevinçle yaşayalım istediler. Bunun için dostlukları gözden çıkar- makla başladık işe. Yalnızlığımız değil ama kimsesizliğimiz bura- dan gelir. Edebiyata sığınabilirdik ama bizi edebiyattan da soğut- tular. Şiiri söz oyunlarına dayanan aptal bir çokbilmişlik uğraşına, romanı bilir bilmez toplumu adam etme uğraşına, öyküyü anlamsız iç sıkıntılarını anlatma uğraşına döndürdüler. Yazılı bir şey görme- mek için kafamızı ötelere çevirmek zorunda kaldık. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşıla maz? A) Bireyselliğin övüldüğü bir dönemde insanların tek başına kal- dığına B) Yapay duyguları yaşama isteğinin köklü arkadaşlıkları azalttığı- na C) Kelime oyunu olarak algılanan şiirin anlam derinliğinin kaybol- duğuna D) Romanın, bilinçsizce topluma yol gösterme işlevini üstlendiği- Das Provence Yaşamdaki genel eğilimin, insanları edebiyattan uzaklaştırdığı na