33. Bir akşam vakti duyduğumuz hüzün, içimizi sardıkça saran sevgi, bir fakir karşısında duyduğumuz acıma, memleket hasreti, ölü
![33. Bir akşam vakti duyduğumuz hüzün, içimizi sardıkça saran
sevgi, bir fakir karşısında duyduğumuz acıma, memleket
hasreti, ölüm korkusu, rüyalar, hülyalar, hatırladıkça zengin-
leşen eski günler şiir değil, her sanat gibi şiiri de besleyen
orta malı insa](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230131094915515046-1446783.jpg?h=512)
33. Bir akşam vakti duyduğumuz hüzün, içimizi sardıkça saran sevgi, bir fakir karşısında duyduğumuz acıma, memleket hasreti, ölüm korkusu, rüyalar, hülyalar, hatırladıkça zengin- leşen eski günler şiir değil, her sanat gibi şiiri de besleyen orta malı insan hâlleridir. Bunlarsız şiir olmaz elbette ama bunlarla da şair olunmaz. Şairlik bunları herkesin benimse- yeceği biçimde anlatan sözü bulmakla başlar; bu işi görmüş eski ustaların tezgâhlarına girmek, bu işin nereden nereye nasıl gittiğini bilmekle gelişir. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- lerin hangisinde verilmiştir? A) Şairlik, herkesin yaşayabileceği duyguları, herkesin benimseyeceği bir şekilde gelenekten yararlanarak ustalıkla söyleyebilmektir. B) Şair en güzel ve en acı yaşantıları duymalı ve duyur- malıdır. C) Şiirin malzemesi duygular ve düşünceler değil, bunları ifade edecek sözcüklerdir. D) Yalnız duygularını söyleyen fakat şiir kültüründen yok- sun olanlar şair sayılmamalıdır. E) İnsana özgü bütün håller sanatları besleyen ana kay- naklardır.