38. Yüksek gerilim hattı, direkler üstünden ovaya uzandı. Dokunulmazlığını koruyarak, büyük kentlerin kapılarında bölünüp kollar
38. Yüksek gerilim hattı, direkler üstünden ovaya uzandı. Dokunulmazlığını koruyarak, büyük kentlerin kapılarında bölünüp kollara ayrılarak, caddelerde yeniden kollara ayrı- larak, dış mahallelerde daha ince kollara ayrılarak, ayrılan en ince kollardan birini Kadir Çiçek'in ot-sap tavanından aşırtarak gitti; gücünün milyarda birinden çok daha azını bir kez daha parçalara böldü ve böldüğü daha güçleri ce- zaevlerinde durmadan çoğalan koğuşlara, o koğuşların tepelerindeki en küçük ampüllere boşalttı. Çoğalan ko- ğuşlarda ampuller, en uzak yıldızların ışıkları kadar ölü bir ışıkla sabahlara dek yandı. Kadir Çiçek, koğuşta gözünü bu soluk ışıktan hiç ayırmadı. Üşenmesiz, uzun baktı. Ay- larca baktı: Işığı iyice tanıdı. Tanıyıp beynine akıttı; gerildi. Her sabah daha yüksek gerildi. Adalet Ağaoğlu'nun "Yüksek Gerilim" adlı hikâyesinden alınan bu parçayla ilgili olarak, I. Mekân ögesi, kişinin yaşadıklarıyla uyum içerisinde- dir. Edebiyatın temel ilkeleri gözetilerek estetik bir kaygı ile kaleme alınmıştır. III Teknolojik gelişmelerin birey üzerindeki olumsuz etki- si vurgulanmıştır. IV. Anlatımda iç konuşma tekniğinden yararlanılarak bi- rey psikolojisi yansıtılmıştır. II. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? Yalnız I B) Yalnız II D) I, II ve III Q III ve IV I ve IV