4. Hikâyemiz, 1897 senesinde geçiyor. Olayın yaşandığı mekân İstanbul'da, Keşkekçiler Başı semtinde "konak yavrusu" tanı- mını h

4. Hikâyemiz, 1897 senesinde geçiyor. Olayın yaşandığı mekân İstanbul'da, Keşkekçiler Başı semtinde "konak yavrusu" tanı- mını hak eden güzel bir evdir. Gerçek şu ki "konak yavrusu" tanımı günümüzde neredeyse unutulmuş, kullanılmaz olmuştur. Hem "konak" mı kaldı ki yav- rusu olsun? Eski zamanlardan kalma koca koca konaklar bir yangının ardından kül oldukça, arsaları parça parça satılarak yeni mahalleler oluştu. Yanmayanları da mirasçıları tarafından önce enkazı bu ticaretle uğraşanlara satılıp yıkıldıktan sonra, arsaları aynı şekilde yeni mahallelere dönüştürülmek üzere satıldı. Konak da kalmadı, yavrusu da. Ama hikâye edeceği- miz vakanın yaşandığı yeri; biz hala bir "konak yavrusu" ola- rak nitelendireceğiz. İşte düğünümüz bu konak da yapılıyor. Şimdi konakta yaşayan aile ile tanışalım mı? Plevne Sava- şı'nda esir olan Miralay Gazanfer Bey'in babası; askeriyeden emekli merhum Yusuf Kenan Bey, konağı eski usul mimariden çıkarıp yeni usule dönüştüren kişidir. Açıklama: Ahmet Mithat Efendi'nin Jön Türkler adlı eserinden alınan bu parçada yazar, klasik yazarların tersine kişiliğini giz- lemeyip olaylar ve durumlar karşısında kendi duygu ve düşün- celerini anlatır. Bu durum Tanzimat I. kuşak roman yazarlarının eserlerin- de hangi akımdan etkilendiğinin göstergesi olabilir? ) Realizm ) Postmodernizm B) Empresyonizm D) Natüralizm E) Romantizm