Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

5. Kor Mustafa nasıl becerdi bilmem. Denize dikte mesine inen bu çalgin bir kısmını ne pahasına ayakladi, biliyor musunuz; timak

5. Kor Mustafa nasıl becerdi bilmem. Denize dikte
mesine inen bu çalgin bir kısmını ne pahasına
ayakladi, biliyor musunuz; timakan pahaaina o
çalı çırpının sere serpe geliştiği, bu denizlere inen
toprak öyle taşlık, öyle taşlikti ki... Sonra Mustafa
gündüz

5. Kor Mustafa nasıl becerdi bilmem. Denize dikte mesine inen bu çalgin bir kısmını ne pahasına ayakladi, biliyor musunuz; timakan pahaaina o çalı çırpının sere serpe geliştiği, bu denizlere inen toprak öyle taşlık, öyle taşlikti ki... Sonra Mustafa gündüzleri başka yerde çalışmak mecburiyetinde idi . Akşam olunca çahlann arasına sakladığı kaz: masını alıyor, gün ağanncaya kadar söküyor, kopa nyor, kazıyordu. Kazdıkça kaya, kazdikça taş. Bu tün bir yaz, bütün bir kış, orman memurunun tazyiki. cah, palamut, defne, koca yemiş, diken, ot, kok ona karşı koydular. Bu korkunç mücadeleye üç evlek toprak için Mustafa'dan başka bizim köyde kimse girişemezdi. Kaya bitip de yumuşak, esmer pem be bir funda toprağı bir kans meydana çıkınca bir meşe palamudunun korkunç vılan gibi kökü önüne çıkardı. Onu sökünce orman memurunu karşısında bulurdu. O gidince zehirli bir diken başparmağını şişirirdi. Kazma körlenir, kürek bulamaz, taş yar gibi yığılırdı. İnsan büyüklüğünde bir kaya yumuşak toprağın üstünde, altındaki bir insan büklüğünde cussesini hiç belli etmeden yosunlu yüzüyle dikilir. Omuzlan, timaklar, ayaklar, göğsü, sırtı, bütün kuvveti ile dayanır, onu yener, yıkardı. Kazma iş görmediği zaman yumruğu, yumruğu yetmediği zaman parmaklan, parmakları kalın geldiği zaman tırnakları ile toprağı tırmalardı... Pup pon Bir sonbahar günü baktık ki küçük çam ağaçları filizi, körpe diken yapraklarıyla, üç beş kocayemiş Çingil çıngıl yemişleriyle yer yer esmer, pembe, kül rengi toprağa saye salar. Biz görenler:) Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur, dedik. Bil- medik ki dişle, tırnakla, kanla, canla tabiat denilen canavan yenmek lazım gelir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- maz? A) Birey ile doğanın çatışması konu edilmiştir. B) Durum (kesit) öyküsü nitelikleri taşımaktadır. C) Hayatin doğallığı içinde gözlemlere dayalı anla- timla bir insan tipinin nitelikleri verilmiştir. D) Edebî bir üslup kullanılmıştır. --> E) Yazar ile anlatıcı aynı kişilerdir.--