7. 13. yüzyılla birlikte İran edebiyatının etkisinde eserler vermeye başlayan divan şiiri, 18. yüzyıla gelinceye kadar birçok us

7. 13. yüzyılla birlikte İran edebiyatının etkisinde eserler vermeye başlayan divan şiiri, 18. yüzyıla gelinceye kadar birçok usta şairin eserleriyle dolu hâle gelmiş ve örnek aldığı İran edebiyatını da geç- miştir. Ancak o dönem, söz varlığının tüketildiğine dair yaygın bir kanı oluşmuş; geleneğin dışına çıkıl- madığından şairler çok fazla tekrara düşmüşlerdir. Önceki eserlerin taklidi olmaktan öteye gidemeyen manzumelerden başka eserler verilememiştir. Şeyh Galip bu durumu bir şiir meclisinde eleştirmiş ve Na- bi'nin "Hayrabâd"ının üzerine şiir yazılamayacağı düşüncesini savunanlara kızmıştır. Bunun için ha- yal âlemlerinden devşirilen parlak imajların ve renkli hayallerin hayat bulduğu "Hüsn ü Aşk" mesnevisini yazmıştır. Bu eseriyle Galip, Genceli Nizami'yi ör- nek alan Türk mesnevi geleneğini yıkmış ve hiçbir edebiyatta eşine rastlanılmayan bir şaheser kaleme almıştır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Divan şiiri, İran şiir geleneğini örnek alan bir ge- leneğe sahiptir. B) Şeyh Galip, hem döneminde hem de sonrasın- da birçok şaire ilham kaynağı olmuştur. C) Şeyh Galip, alışılmış kalıpları yıkmış usta bir şa- irdir. D) Nabî, Divan şiir geleneğinde başarılı bir şair ola- rak kabul edilir. E) "Hüsnü Aşk" adlı eser, soyut düşünceleri barın- dıran bir yapıdadır.