7. Yazık ki çoğu kişi şiirde asıl bu erdemin aranması ge- rektiğini unutuyorlar. Şiirin birtakım konular üzerinde söz söylemek o
7. Yazık ki çoğu kişi şiirde asıl bu erdemin aranması ge- rektiğini unutuyorlar. Şiirin birtakım konular üzerinde söz söylemek olduğunu sanıyorlar. Bakıyorsunuz, duygularını ve düşüncelerini anlatıyorlar. Söylediklerinin size dokundu- ğu da oluyor, yüreğinizin çarptığını hissediyorsunuz yahut hoşa gidecek benzetmeler buluyorlar, gülümsüyorsunuz. Ama o çarpan yürek de sizi gülümseten o benzetişler de kitapların içinde kalıyor. Ben asıl şiir diye kitaplardan çı- kan, okuyanların bir daha dillerinden düşmeyecek kadar hayatlarına karışan sözden kurulmuş şekillere derim. Bu- nun içindir ki şiirin konusuna da eskisine de yenisine de bakmam. Konuların, eskiliğin, yeniliğin dışında bir daha parçalanmayacak bir söz bütünü olmuş, bir nesnenin var- liği gibi bir varlık edinmiş şiirler ve misralar ararım. Bir şiirin özü ile şekli birbirinden ayrıldı mı artık o şiir değildir. ‒‒‒‒ Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi gelmeli- dir? A) Şiirde eski edebiyatın etkisi her şeyden önemlidir. B) Şiirde öz ile şekil birbirinden ayrılmaz bir bütündür. C) Şiir dediğin, kitaplardan çıkan ve hayata karışan söz- dür. D) Duygu ve düşüncelerimizi etkilemeyen şiir, şiirselliğe ulaşamamıştır. E) Şiirde önemli olan, eskilik veya yenilik değil, okurların dillerinden düşmemektir.