8. (1) Yeryüzünün üstüne serilmiş bir çarşafı andırıyor. du deniz. Masmaviydi; hem güzel hem de ürkütü- cü görünüyordu. Ara sıra
8. (1) Yeryüzünün üstüne serilmiş bir çarşafı andırıyor. du deniz. Masmaviydi; hem güzel hem de ürkütü- cü görünüyordu. Ara sıra göze çarpan yaka- mozlar, gökyüzünden serpiştirilen ışıltılı nesneleri andırıyordu. Yıllara inatla meydan okuyan ge- minin her tarafında irili ufaklı çizikler, delikler var- di. Bu haliyle, yüzen bir müzeye benziyordu gemi. (IV) Neden sonra denizin yüzeyinde hafiften bir yel dalgalanmaya yol açtı. Hafiften, belli belirsiz, sin- Gözcü can havliyle bağırdı: "Rüzgâr çıkı- yor, herkes görev başına!" Kimi yelkenleri germeye başladı, kimi halatları toplamaya (VI) Rüzgâr şid- detlenmiş, herkes neyi yakın bulmuşsa ona sarı- livermişti. Koca kalyon, ceviz kabuğu gibi sallan- maktaydı artık. si... Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin han- gisinden sonra farklı bir anlatım biçimine ge- çilmiştir? A) II. B) III. IV. E) VI.