9. Ağustos sonlarıydı, hava en koyu sıcağıyla dalga dalga titreşiyordu. Çok sıcak, dedi kadın. Ama İstanbul'un si- cağına güveni
![9. Ağustos sonlarıydı, hava en koyu sıcağıyla dalga dalga
titreşiyordu. Çok sıcak, dedi kadın. Ama İstanbul'un si-
cağına güvenilmez, bir bakarsın kışlayıverir. Ne derler,
ağustosun on beşi yazsa on beşi kış. Kadının üstünde
koyu şarap rengi bir etek vardı](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230215094526382883-4768427.jpg?h=512)
9. Ağustos sonlarıydı, hava en koyu sıcağıyla dalga dalga titreşiyordu. Çok sıcak, dedi kadın. Ama İstanbul'un si- cağına güvenilmez, bir bakarsın kışlayıverir. Ne derler, ağustosun on beşi yazsa on beşi kış. Kadının üstünde koyu şarap rengi bir etek vardı. Geçmiş yılların modası- na uygun dikilmişti. Giyiminin o zamanların modasına olan uygunluğu genç kadını gülünçleştiriyordu. Otuz yaşlarındaydı. Elindeki küçük bir bavulu andıran çan- tasının rengi, derinin kirinden belirsizleşmişti. Çantanın kapanma yerinde küçük bir yılan kafası vardı. Bu kafa, çantanın eskiden, kemik rengi beyaz olduğunu gösteri- yordu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi ağır basmaktadır? (A) Öyküleme C) Açıklama E) Alıntılama B) Betimleme D) Tanımlama