A lonları üzerine setmiştim Ab e ilk kez Jise rum, en ünlü ardı ders ki- yunlarından uğum hay- ememiştim bolmasın- ve tırman- pi
A lonları üzerine setmiştim Ab e ilk kez Jise rum, en ünlü ardı ders ki- yunlarından uğum hay- ememiştim bolmasın- ve tırman- pir dönüm decektim. bir eser meyerek şini, ih- t Tar- ngisi -lon- nde ğu A A 31. Şiir üzerine işçilik mesaisi şairden şaire değişir. Kimileri uzun zaman bir şiire uzaktan bakar, söyle- diklerini başkalarının söylemiş olduğu sözler içinde tartar; kimi şair de kendi sesine kulak verir sade- ce, kendi sesinin peşinden gider. Her iki tavır da bir şiirde konaklayabilir. Şiirin yazıldığı zaman ve oluştuğu atmosferin izleri bir biçimde şiirde duyulur fakat üzerinde çok çalışılmış, çok ölçülüp biçilmiş şiirden geriye genellikle kuru, epik, soğuk bir tat kalıyor. Bu tür şiirler, içeriden dışarıya doğru değil, dışarıdan içeriye tamamlanmış oluyor. Oysa şiir içte doğar, içte mayalanır bir sesin peşinde. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşı- lamaz? A) Her şairin şiir yazma süreci diğerlerinkinden farklılık gösterir. B) Kimi şairler, şiirlerini başkalarının şiirleriyle kı- yaslarken kimileri sadece kendi şiiriyle ilgilenir. C) Şiir, şairin iç dünyasında, ses kaynağından doğar ve zamanla şekillenir. D) Şiir, yazıldığı dönemin özelliklerinden izler taşır. EŞairin iç dünyasında doğup dışa dökülen şiir, edebiyat dünyasında bir şiir olarak kabul gör- mez. A 3