Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

“Ah kızcağızım, biz alışkınız böyle şeylere; az mihnet mi çektik? Kızımın korkudan bir şeycikleri kalmayıverdi. Yusuf Ağasını pe

“Ah kızcağızım, biz alışkınız böyle şeylere; az mihnet
mi çektik? Kızımın korkudan bir şeycikleri kalmayıverdi.
Yusuf Ağasını pek severdi."
Fakat bu laflar Muazzez'i tatmin etmekten uzaktı. Ni-
hayet daha fazla dayanamadı. Bir gün Yusuf'un yattığı
odaya gi

“Ah kızcağızım, biz alışkınız böyle şeylere; az mihnet mi çektik? Kızımın korkudan bir şeycikleri kalmayıverdi. Yusuf Ağasını pek severdi." Fakat bu laflar Muazzez'i tatmin etmekten uzaktı. Ni- hayet daha fazla dayanamadı. Bir gün Yusuf'un yattığı odaya gitti, yatağının kenarına oturdu ve sordu: "Yusuf Ağabey, söyle bakayım artık; bütün bu işler ne demek oluyor? Sonra kim bu kız? Bu Kübra?.." Burada hiç sebepsiz yüzü kızardı ve önüne baktı. Yusuf: "O da bir Allah'ın garibi, Muazzez," dedi. "O da çok çekmiş, yüzüne bir baksana!” Muazzez çocukça bir konuşkanlıkla atıldı: "Biliyorum Yusuf Ağabey. Fakat tuhaf bir hali var. Yaşı benden küçük olduğu halde beraber olduğumuz zamanlar bir çekingenlik, ne diyeyim, bir üzüntü duyuyorum. Hen görsen, beni ne kadar seviyor. Bazen durup dururken 1.0- şup boynuma sarılıyor, yanaklarımı filan öpüyor. Seni de çok seviyor herhalde?.. Birkaç kere senin odanın kapısın- da içeriyi dinlerken gördüm. Beni görünce ayıp bir şey yapmış gibi önüne bakarak hemen aşağı indi. Fakat dedim ya, bir türlü ona yakınlaşamıyorum. İstesem bile yapamı- yorum. Ne acayip şey değil mi?" Yusuf cevap vermedi. Yorganın üzerinde uzanan eliyle oynamakta olan Muazzez'e dalgın dalgın bakıyordu. Ona daha fazla bir şey söylenemeyeceğini anlayan Muazzez, başka bir şey söylemek ister gibi bir hareket yaptı, fakat cesaret edemeyerek durdu. Nihayet biraz daha tereddüt ettikten sonra, sabredemedi: 81