Aşağıdakilerden hangisi fabl türüne örnek olabilir? A) Keçiciğin aklı bir karış hava da ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başı
Aşağıdakilerden hangisi fabl türüne örnek olabilir? A) Keçiciğin aklı bir karış hava da ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği: "I leh işto ağzıma layık bir lokma. Yaşa- sın!" demiş. Keçicik bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş murtuluş yok"Eh, napalim, demek kaderi mizde sana yem olmak varmış kurt." Demiş. "Madem ölüm kapıya goldi, bari bana biraz kaval çal ki, neşeleniyim, kendimi unutup/öyle öleyim..." Kurt, "Son isteği zavallının..."demiş. Bulmuş bir kaval, füyt füüyt çalmaya başlamış. Kurt çalmarş, keçicik oynamış. Derken ötelerden kaval sesini alan köpekler koşturmuşlar, gelmişler; kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan önce kurt, durumu anlayıp oyuna geldiğini sezinlemiş. B) Hızımızı kaybetmeden Ulu Camii'ne gidiyoruz. Camiye girer girmez büyüleniyor insan. İhtişamlı cami, gelenlerin farklı bir enerjiye sahip olmasını sağlıyor. Merak içinde rehberi dinlemeye başlı- yoruz. İç mekân süslemesi harika olan bu caminin içinde 192 adet hat levhası olduğunu öğreniyo- ruz. Şadırvanın kapalı olması dikkat çekiyor. Öğreniyoruz ki sonradan cam ile kaplanmış. Bu da kışın kolaylık sağlıyor tabii ki... Verilen bilgilere göre Yıldırım Beyazıt, 1936'da birleşmiş Avrupa ordularını Niğbolu'da mağlup edince elde ettiği ganimetle 20 cami inşa ettirmeye karar vermiş ama padişahın fikrini değiştirip 20 kubbeli tek cami yaptırmaya ikna etmişler. n C)) Sıcak bir yaz günüydü. Çocuk, kendisine ait bir gölcükte yürüyordu. Bu defa, maşin mağazanın bir toz bulutu kaldırarak geldiğini işte o zaman gördü. Bu gölcüğü, ona çayın sığ bir yerini taşlarla çevirerek dedesi yapmıştı. Taşlarla çevrili bu gölcük olmasa belki şimdiye kadar çoktan ölmüş olurdu. Ya da, ninesinin söylediğigibi akıntıya kapip IsikGöl'e doğru sürüklenirken, balıklara ve öbür tatlı su hayvanlarına yem olur, yalnız komikleri kalırdı. Ve bir arayan soran da olmazdı. Onunla ilgilenecek kimseler olmadığına göre, ikide bir çayda çimmesine ne gerek vardı? Neyse ki böyle bir şey olmamıştı. Ama ya olsaydı! Belki ninesi gerçekten kendini suya atmazdı onu kur- tarmak için. Ninenin gerçek torunu, kendi kanından torunu olsaydı, belki... D)) Çitfçi dayı, köyünün arkasındaki küçük tarlasında aylarca emek verdi. Tohumunu çürümekten, buğdayını hastalıktan korumak amacıyla/mücadele etti. İlkbahar yağışlı geçtiğinden ve yaz sı- caklıkarı da erken başladığından çiftçi dayının buğdayları erkenden başak verdi, sarardı. Artık haziran ayı kapıya dayanmış Çiftçi dayının emeğinin karşılığını alma vakti gelmişti. Çiftçi dayı ha- rekete geçti. Şehirden biçerdöver getirtti. Biçerdöveri küçük tarlasına sokarak emeğinin karşılığını almak için hasada başladı. Biçerdöverin deposu erkenden dolunca Çiftçi dayının yüzü gülmeye başladı. Böylece Çiftçi dayının emeği boşa gitmemişti.