Çalıkuşu j. TI y. - Ne bekliyorsun, Feride? dedi, korkuyor musun? Bu sefer yüzüne bakınaya cesaret edemeyerek: Ne münasebet, ded

Çalıkuşu j. TI y. - Ne bekliyorsun, Feride? dedi, korkuyor musun? Bu sefer yüzüne bakınaya cesaret edemeyerek: Ne münasebet, dedim ve salıncağa atladım. Ipler gıcırdadı, salıncak yavaş yavaş hareket etti. Ben, ihtiyatlı davranıyor, çok zorlu olacağını hissettiğim bu sallanınada kuvvetimi muhafaza etmek için dizlerimi ha- fifçe bükmekle iktifa ediyorduin59 Gitgide süratimiz artmaya, gürgen gittikçe çoğalan yap- rak hışırtılarıyla sarsılmaya başladı. İkiniz de dişlerimizi sıkıyor, bir kelime bize biraz kuvvet zayi ettirecekmiş gibi susuyorduk. Hareketin sarhoşluğu yavaş yavaş beni sarıyor kendim- den geçiyordu. Kamrân'ın başı birdenbire bir yaprak yığınına daldı, uzun saçları alnına döküldü. Alaycı bir sesle: - Pişman olmaya başladınız mı acaba? diye sordum. O da gülerek - Kimin pişman olacağını görürüz, dedi. Dağınık saçlarının arkasından, pırıl pırıl yanan yeşil gözle- ri bende garip bir kin, bir zulüm meyli6l uyandırıyordu. Kuv- vetle dizlerimi bükerek salıncağa çılgın bir sürat verdim. Şim- di, her gidiş ve gelişte başımız yaprakların içine dalıp çıkıyor, saçlarımız birbirine karışıyordu. Bir aralık, bir rüya içinde gibi teyzemin "yeter, yeter!" diye bağıran sesini işittim. lu 59 yetinmek 60 kaybettirmek 61 eğilim 105