CARI Uzun, süslü ve edebi söze tutkumuz, düşkünlüğümüz, yazını- mızda düşünsel boyutlanmalar başladıktan sonra da sürüp git- miş
CARI Uzun, süslü ve edebi söze tutkumuz, düşkünlüğümüz, yazını- mızda düşünsel boyutlanmalar başladıktan sonra da sürüp git- miştir. Bugün de bu eğilimimizin tümden değiştiği söylenemez. Oysa kalıcılığın, derinliğin gizi, düşünceyi sözün yükü altında ezdirmemeye bağlıdır. Eskimezlik duvarını aşan bütün soylu yapıtların belirleyici niteliklerinden biri de budur: Anlatımı ge- reksiz ayrıntılardan soyma, düşünceyle söz arasında sağlam bir denge kurabilme; düşünceyi boyalı anlatımlardan arındırarak az sözcükle çok şey anlatmadır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanları destekler ni- teliktedir? A) Söyleyecek sözü olan; sonuna kadar kismatan, kısaltmadan en ince ayrıntısına inerek söylemeli. B) Anlattıklarının etkili olmasını istiyorsan bütün ayrıntıları ver- meli, sözcüklerden tasarruf etmeye çalışmamalısın. C) Divan edebiyatını asırlardır etkili ve beğenilir kılan en önem- li yön, dile yükledikleri sanatsal anlam ve işlevdir. D) Orhan Veli'yi ve Garipçileri işte bu yüzden sevemiyorum: Edebiyatta her şey bu kadar yakın ve basit olmamalı. O E) Edebiyatın bir sözcük ve dil oyunu olduğunu düsünenler ne Yunus Emre'yi anlayabilir, ne Âşık Veysel'i, ne de Orhan Ve- li'yi. hir zaman diliminde bilgisayar klavyesi üzerinde en siki-