esine bir ce sana içinde ul onun iz yok. sonra k bilim alarını - kâğıt aşkın' elme- lıktan ison, ilmiş ngi- ila- kle- in- 21. Ma
esine bir ce sana içinde ul onun iz yok. sonra k bilim alarını - kâğıt aşkın' elme- lıktan ison, ilmiş ngi- ila- kle- in- 21. Maksim Gorki, Tolstoy'un bir hikâyesini okurken öylesine ken- dinden geçer ki acaba kâğıdın içinde büyülü bir şey mi var diye havaya kaldırır ve bakar. Tabii, beyaz sayfa üzerinde siyah harf- lerden başka bir şey göremez. Bütün okuyucuları büyüleyen şey, o beyaz sayfanın üzerinde yazılı siyah harflerden başka bir şey değildir. Güzel bir romanı okurken tıpkı Gorki'de oldu- ğu gibi kitap, kâğıt, harf ortadan kalkar; gitmediğimiz şehirlerde dolaşır, tanımadığımız insanlarla tanışır, onların odalarına hatta ruhlarına gireriz. Dile bu büyük gücü veren nedir? Kendiliğinden çalışan bir şartlı mekanizması dolayısıyla dilin -düş sayesinde- varlığın yerine geçmesidir. Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Nitelikli yazardan beklenen yazma kabiliyetinin hangi türle- re yönelik olduğunu keşfedip ona yönelmesidir. B) Bir yazar, yazacağı konuyla ilgili bilgi birikimine sahip olma- li ve düşüncelerini açık bir şekilde sunabilmelidir. C) Yazarın görevi, cümlelerini oluştururken seçtiği sözcüklerin edebî sanatlarla örülü olmasına dikkat etmektir. D) İyi bir edebiyatçı, dilin varlıkları canlandırma gücünden ya- rarlanarak zengin bir hayal dünyası yaratabilir. kendimiz fur" demis E) Okuma, geçmişle kültür bağı kurmamızın yanında kişinin sosyal alanda belli bir yer edinmesini de sağlar. esi, akımla sıyl ral