EŞLEŞTİRME "Tutmak" sözcüğünün anlamı ve kullanımlarını eşleştiriniz. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Kaplamak Varsaymak, farz etmek Beklen
EŞLEŞTİRME "Tutmak" sözcüğünün anlamı ve kullanımlarını eşleştiriniz. 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Kaplamak Varsaymak, farz etmek Beklenen sonucu vermek Kırağı, çiy veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak 10. Para toplamı ...-e varmak, değeri olmak 8. Elde bulundurmak, ele almak Ele geçirmek, yakalamak 9. Avlamak Yanında bulundurmak, alıkoymak Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Siz gelinceye kadar çocuğu ben tutarım. Şu yağan kar bir tutsun, seyreyle sen ertesi gün çocuk- ları. Vahşidir, hiçbir zaman onu kafeste tutmak mümkün de- ğildir. Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize dö- küyoruz. Tabanı otuz, otuz beş metre kadar tutan bir eşkenar üç- gen biçimindedir. Toprağa atılan tohum ya tutar ya tutmaz. Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Tut ki karnım acıktı, anneme küstüm. Aldığım meyve ve sebzeler yüz lira tuttu.