. Foki Hesi siuct Reşat Nuri Güntekin mağımı so kırmızı ila zi... Evet yor... Fa toise Bereket versin benim düşünce saatlerim pe
. Foki Hesi siuct Reşat Nuri Güntekin mağımı so kırmızı ila zi... Evet yor... Fa toise Bereket versin benim düşünce saatlerim pek nadirdir. Çünkü o takdirde hayatım –masallardaki meşhur çarşamba karısı ve ocak anasının hayatı gibi, karmakarışık bir saç kü- mesi içinde geçecekti. Aradan seneler geçti. Yabancı bir şehirde, yabancı bir otel odasında, sırf bitip tükenmeyecek gibi görünen bir gecenin yalnızlığına karşı koymak için, hatıralarımı yazmaya başla- dığım bu saatte bir elim yine aynı küçük çocuk tavrıyla saç- larımı çekiştiriyor, gözlerimin üstüne indirmeye uğraşıyor. Bunun sebebine gelince, öyle sanıyorum ki ben etrafın- daki hayata pek fazla kendini kapıp koyuveren, hafif ve dik- katsiz bir çocuktum. Besbelli sıkı zamanlarda kendi kendim- le, kendi fikirlerimle yalnız kalmak için gözlerimle dünya arasında, bu saçlardan bir perde koymaya çalışıyordum. Kalem sapını kebap şişi gibi dişlerimin arasında çevirme- ye gelince, onun hikmetini doğrusu kendim de pek anlama- dım. Bütün bildiğim, dudaklarımdan mor mürekkep lekele- rinin eksik olmadığı ve bir genç kız hali alır gibi olduğum bir yaşta, beni bir gün mektepte ziyarete gelen birisinin karşısı- na âdeta bıyık çekmiş gibi çıkarak yerin dibine geçtiğimdir. Ne anlatıyordum? Evet... Sör Aleksi'nin verdiği ilk hatıra vazifesini... içinde, L dar eski de büy İçinde deniz miyor böyle Va na da ri ya bo yag na se S1 sc t O gün bütün düşüncelerime rağmen, ancak şu kadarcık bir şey yazabildiğimi hatırlıyorum: “Ben galiba balıklar gibi bir göl içinde doğdum. Anne- mi hatırlamıyor değilim... Babami, dadımı, neferimiz Hüse- yin'i... Beni bir gün sokakta koşturan bodur bir kara köpe- ği... Bir gün dolu bir sepetten gizlice üzüm çalarken par- 10