Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

ginlikle manza- E. Yeşi- cekleri- lik sü- Casına reden yüzü- en ay- or bi- aşa- D) Kütür aktarma - Olay yorumlama 2. Aşağıdaki m

ginlikle
manza-
E. Yeşi-
cekleri-
lik sü-
Casına
reden
yüzü-
en ay-
or bi-
aşa-
D) Kütür aktarma - Olay yorumlama
2. Aşağıdaki metinlerden hangisi birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır.
A) Otuz yaşında, dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta korsanlarının

ginlikle manza- E. Yeşi- cekleri- lik sü- Casına reden yüzü- en ay- or bi- aşa- D) Kütür aktarma - Olay yorumlama 2. Aşağıdaki metinlerden hangisi birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır. A) Otuz yaşında, dinç, levent, güçlü bir kahramanken Malta korsanlarının eline düşmüştü. Yirmi yıl onla- rın kadırgalarında kürek çekti. Yirmi yıl iki zincirle iki ayağından rutubetli bir geminin dibine bağlanmış yaşadı. Yirmi yılın yazları, kışları, rüzgârları, fırtınaları, güneşleri onun granit vücudunu eritemedi. Zin- cirleri küflendi, çürüdü, kırıldı. Yirmi yıl içinde birkaç kez halkalarını, çivilerini değiştirdiler. Ama onun çelikten daha sert kaslı bacaklarına bir şey olmadı. B) Muhsin Çelebi, çekinmeden, sıkılmadan, ezilip büzülmeden çok rahat bir hareketle kendine gösterilen yere oturdu. Sadrazam hâlâ ellerinde tuttuğu kıvrık kâğıtlara bakarak içinden "Ne biçim adam? Acaba deli mi?" diyordu. Halbuki... Hayır. Bu çelebi gayet akıllı bir insandı. Merde, namerde muhtaç olmaya- cak kadar bir serveti vardı. Çamlıca ormanının arkasındaki büyük mandıra ile büyük çiftliğini işletir, na- musuyla yaşar, kimseye eyvallah etmezdi. Fukaraya, zayıflara, gariplere bakar; sofrasında hiç misafir eksik olmazdı. C) Ahirin avlusunda oynarken aşağıda, gümüş söğütler altında görünmeyen derenin hüzünlü şırıltısını İşi- tirdik. Evimiz iç çitin büyük kestane ağaçları arkasında kaybolmuş gibiydi. Annem, Istanbul'a gittiği için benden bir yaş küçük olan kardeşim Hasan'la artık Dadaruh'un yanından hiç ayrılmıyorduk. D) Bizimkiler! Bizimkiler! diye bağırarak uyandı. Doğruldu. Limana baktı. Gerçekten, kalenin karşısında bir donanma gelmişti. Kadırgaların, yelkenlerin, küreklerin biçimine dikkat etti. Sarardı. Gözlerini açtı. Yüreği hızla çarpmaya başladı. Ellerini göğsüne koydu. Bunlar Türk gemileriydi. Kıyıya yanaşıyorlardı. Gözlerine inanamadı. "Acaba rüyada mıyım, uyanıkken rüya görülür müydü?" kuşkusuna kapıldı. İyi- ce inanabilmek amacıyla elini ısırdı.