I 28. Sinemada bakmak gerekir. İzleyici ışığın kendisi- ne sağladığı görüşle ve kameranın ona gösterdiği kadar bakar. Ancak edeb
![I
28. Sinemada bakmak gerekir. İzleyici ışığın kendisi-
ne sağladığı görüşle ve kameranın ona gösterdiği
kadar bakar. Ancak edebiyat öyle değildir. Edebiyat
karanlıktan beslenir. Okur, kahramanla aynı karan-
lığın içindedir. Kahramana bakmaz, onun ta kendi](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230222092919118331-948796.jpg?h=512)
I 28. Sinemada bakmak gerekir. İzleyici ışığın kendisi- ne sağladığı görüşle ve kameranın ona gösterdiği kadar bakar. Ancak edebiyat öyle değildir. Edebiyat karanlıktan beslenir. Okur, kahramanla aynı karan- lığın içindedir. Kahramana bakmaz, onun ta kendisi olur. "Ey şair bana gösterme, bana yaşat!" sözünü bilirsiniz. Her okur, metni yeniden yazar ve metni ye- niden yorumlar. Ancak okuru hesaba katan bir metin yazmıyorum. Çünkü akabinde şöyle bir soru sormak gerekecek: "Hangi okur?" Kimi okur var ki metinle özdeşlik kurmak ister, kimisi metne dışarıdan bak- mayı tercih eder. Mevlana'nın dediği gibi herkes ka- bının büyüklüğü ölçüsünde su alır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabi- lir? A) Her metnin, okura anlatacağı bir hikâyesi mut- laka vardır. B) Okur, okuduğunun bir kurmaca olduğunu unut- mamalı. C) Karakterle özdeşlik kurmayan bir okur, metni tam çözemez. 3