i 31. Parmağına kınadan ziyade türküler yakılan, kulağına küpe diye türküler takılan güzel!.. Eski bir türkü söy- leyeyim mi san

i 31. Parmağına kınadan ziyade türküler yakılan, kulağına küpe diye türküler takılan güzel!.. Eski bir türkü söy- leyeyim mi sana, sana türküleri anlatayım mı, anne sütü kadar temiz, anne sütü kadar helal!.. Bir ezgi olur hayat, nakaratlarında türkülerin ve her nakarat bir başka roman yazar mızrabın en yufka yerine. Tür- kü dolar dudaklara saf ve berrak. Kanayan kalbidir coğrafyamızın türküler ve türküler akan yaşıdır tarihin. Canımıza kasteden tatsız hikâyeler çağlar ırmakların- da ve derelere düşürüp kaybettiğimiz çakıl taşlarıyla yükselir coşkunun bentleri. Bozkırlar uğuldar sesinde türkülerin, ovalar dinlenir nefesinde. Bir acıklı burçak tarlasıdır oraklarla biçilen ve bir zehirli Rumeli sızıSI- dir badelerle içilen. Türkülere yaslanarak çıktık sefer- berlikten, Çanakkale içinde vurulduk önce ve sonra türkülere yükledik hasretlerimizi yıllar yılı. Yemen'den geri dönmeyen Mehmet'imizi de Bağdat'ın içinde Osman'ımızı da türkülerle kefenledik. Üç köyün şanlı Zeynep'ini yad gönüllere bıraktık. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (A) Metnin tam olarak anlaşılabilmesi ve yorumlana- bilmesi, yapılan göndermelerle kimi türkü sözleri- ni bilmeyi gerekli kılmıştır. B) Toplumun belleğinde yer etmiş dokunaklı olayla- rın türkülerde yer bulduğu düşüncesinden hare- ketle türkülerin toplum hayatındaki yeri anlatılmış- tır. C) Sözlü kültür yoluyla çağdan çağa ve yöreden yö- reye aktarılan türkülerin ait olduğu coğrafyanın, türkülere yansıyan mekân adlarından hareketle bilinebileceği düşüncesi örnekler verilerek ortaya konmuştur. D) Mecazlı söyleyişlere ve sözcüklerin duygusal an- lamlarına yaslanılarak elde edilen üslup, anlatımı zenginleştirmiştir. E) Türkülerin toplum hayatındaki kültürel değerini belirginleştirmek için kişileştirme ve benzetmeden yararlanılmıştır. bry Yayınları 32. C