is lan 24. ---- İçimden o ses beni iyice dürtükleyip "Haydi yaz!" de medikçe bir romana başlayamam. Ama o ses bu buyruğu verdi d

is lan 24. ---- İçimden o ses beni iyice dürtükleyip "Haydi yaz!" de medikçe bir romana başlayamam. Ama o ses bu buyruğu verdi diye de hemen masa başına çökemem. Bir iç oluşum sonucu gelen bu buyruğu, önce kendi içimde oluşturdu- ğum dünyada denetlemem gerekir. "Bende olanlar" böyle bir romanı yazmaya yeterli mi, "bende olmayan"ın hangisi- ni sonradan edinebilirim, edinebilir miyim? Bunun dışında "Nasıl yazılır?" sorusu da bir romani tasarlarken beni epey- ce düşündürüyor. Günün birinde "Sanırım bu direk bu yükü taşır." diye karar verdiğim zaman, ille bir çizgisiz defter edi- den nip son derece savruk bir taslak oluşturuyorum. Sonradan bilgisayarda iki, bazen de üç kez yazıp geliştireceğim bu taslağı, bu kez dönüp yaşamın içinde denetlemeden ede- miyorum. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre getirilebi- lecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir romana başlamak için fil dişi kuleme çekilmek gibi bir alışkanlığım yok ama ilham perisinin gelmesi önemli B) Her ne kadar vazgeçilmez ilkelerim olmasa da sanatım- da kendimce belirlediğim yöntemler var C) Yazacak bir konu bulmak için kimi zaman günlerce do- Taştığım olur D) Yayınevine romanı bitirme konusunda söz verdiğim süre yaklaşmadan yazmaya başlayamam E) Bazı konular vardır, onları ne kadar zihnimin arka sırala- na atsam da bir yolunu bulup bana kendilerini hatırla- tırlar