Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

KAYIP TANRILAR ÜLKESI arkeoloji, Pergamon Altarı ve bir sürü başka düşünce üşüştü aklına ama yine düzene sokamadı. Birkaç adım a

KAYIP TANRILAR ÜLKESI
arkeoloji, Pergamon Altarı ve bir sürü başka düşünce üşüştü
aklına ama yine düzene sokamadı. Birkaç adım attı, durdu;
biraz daha yaklaşırsa resmin tümünü görememekten korku-
yordu. Mermerden kocaman bir tahtı andırıyordu anit. Tam
ort

KAYIP TANRILAR ÜLKESI arkeoloji, Pergamon Altarı ve bir sürü başka düşünce üşüştü aklına ama yine düzene sokamadı. Birkaç adım attı, durdu; biraz daha yaklaşırsa resmin tümünü görememekten korku- yordu. Mermerden kocaman bir tahtı andırıyordu anit. Tam ortasında merdivenler yükseliyordu. İnsanlar bu basamaklar- dan çıkarak ateş yakılan mekâna ulaşıyorlardı. Duvarlarında enfes kabartmalar vardı. Ve kabartmaların yer aldığı duvarla- rın üzerinde sütunlar sıralanıyordu. Sütunların desteklediği sundurmanın tepesinde ise heykelcikler yer alıyordu. Eşi benzeri olmayan sunak bütün ihtişamıyla karşısındaydı. "Bu resim de mi Zeus'la alakalı?" diye sordu yardımcısı. "Tapınak mi bu?" Gözlerini altardan ayırmadan yanıtladı. "Öyle sayılır. Sunak ya da altar. Tanrılara armağanlar verilen yer. İnsanlar, en besili hayvanlarının en iyi parçala- rını tanrılara sunmak için buraya gelirlermiş. Altarın ikin- ci katında o parçaları yakarlarmış. Evet Tobias, burası da Zeus'la ilgili. Hatta sadece baştanrı için yapılmış bir sunak. Bir adı da Zeus Altarı zaten." Yardımcısı ilgiyle duvardaki resme baksa da onun kadar etkilenmemişti. Anlatmayı sürdürdü. "Anadolu'dan getirildi, Bergama'dan. Yüz yıla yakın bir süredir burada, Berlin'de sergileniyor." Durduğu yerde heyecanla kıpırdandı Tobias. "Pergamon Müzesi'nde mi?" "Evet, müze adını bu altardan alıyor. Çok kıymetli bir eser. Gerçeği çok daha görkemli. Aynı anda onlarca insan gezebiliyor. Defalarca ziyaret ettim... Her gördüğümde etkilemiştir beni. Bergama'ya da gittim. Asıl yerini de gör- düm. Kaidesi kalmış sadece. Hazin bir görüntüsü vardı. Ama müzede güzel sergileniyor. En son on beş yıl önce filan gitmiştim." Eliyle resimdeki on ikinci basamağı gösterdi. "Şu merdivenlere oturmuştum." Tobias'ın koyu gri gözlerinde hayranlık dolu bir ifade belirdi. hacomamı nasıl hatırlıyorsun Sef?" 40