LC KIZ KARDES ma sarılmak isterken Nezahat halam gelip beni kucağına alır, o bana sıkı sıkı sarılırdı. Hiç konuşmadan birkaç dak
LC KIZ KARDES ma sarılmak isterken Nezahat halam gelip beni kucağına alır, o bana sıkı sıkı sarılırdı. Hiç konuşmadan birkaç dakika öyle kalırdık. Sonra Hikmet eniştem beni halamın kucağından indirir , başımı okşar, cebinden çıkardığı parayı uzatıp “Koş, gofret al gel," derdi. Karısının gözyaşlarını öperdi. Bunlar her sene, hiç değişmeden tekrar etti. Hikmet eniştem, karısını çok severdi. Gözyaşlarını, gülüşünü, çocuksu tepkilerini... Halam da eniştemi... Birbirlerini incitmekten korkar gibi yaşardı ikisi de. Kendi aralarında özel bir dilleri vardı. Her dakika bir şeylere güler, sürekli el ele dolaşırlardı. Dans dersi alıyorlarmış herkesten gizli . Ablamın düğününde öyle bir dans etmişlerdi ki, her- kesin ağzı açık kalmıştı. Nezahat halam, içinde Arjantinli bir tangocu yaşatırmış meğer. Aman, aldıkları o alkış ne mutlu etmişti ikisini de. Bir gün Roma'ya gitme hayalleri kurarlardı. Roma için sakladığı bilezikler hayırsız kardeşi- nin Amerika hayali için gözden çıkarılmıştı. Hikmet eniş- temin anne babası vefat ettikten sonra, onlardan kalan evde yaşamaya devam etmişlerdi. Onun ağzından hiç duymadık ama o evin eski bir konak olduğu söylenirdi. Bize hediyeler getiriyorlar, konakta oturuyorlardı ama Roma'ya gidebile- cek kadar rahat değildi demek ki eniştemin eli. Müfettiş maaşıyla ancak yaşıyor olmalıydılar. Ama Hikmet eniştem söz vermişti, bir gün mutlaka Roma'ya götürecekti biricik karisini. Lakin ömrü yetmedi. Bir akşamüzeri alışveriş yapıp evine dönerken, hızla çar- pıp kaçan bir araba eniştemizi hayatından etti. Babam bir 61