Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Lennie afallamıştı. "Weed'deki gibi mi?" “Bak ya, onu da mi unuttun? Bari hatırlatmayayım ki bir daha yapmayasın." Lennie'nin yü

Lennie afallamıştı. "Weed'deki gibi mi?"
“Bak ya, onu da mi unuttun? Bari hatırlatmayayım ki bir
daha yapmayasın."
Lennie'nin yüzünde anlamanın aydınlığı parıldadı.
"Weed'den kovdular bizi!" diye patladı gururla.
"Kovmuşlar!" dedi George tiksinmiş gibi. "N

Lennie afallamıştı. "Weed'deki gibi mi?" “Bak ya, onu da mi unuttun? Bari hatırlatmayayım ki bir daha yapmayasın." Lennie'nin yüzünde anlamanın aydınlığı parıldadı. "Weed'den kovdular bizi!" diye patladı gururla. "Kovmuşlar!" dedi George tiksinmiş gibi. "Ne kovması, biz kaçtık. Peşimize düştüler ama yakalayamadılar." Lennie mutlu mutlu kıkırdadı. "Onu unutmadım... unutur muyum hiç?" George kumlara sırtüstü uzandı, kollarını başının arkasın- da kavuşturdu. Lennie de aynısını yaptı, başını kaldırıp bakti, doğru oldu mu diye kontrol etti yine. "Amma baş belasısın," dedi George. "Kuyruğuma takıl- masan gül gibi geçinir giderdim. Gül gibi geçinir, belki kendi- me bir kız bile bulurdum." Lennie bir an sessiz yattı, sonra, "Çiftliğe, çalışmaya gidi- yoruz, George," dedi. "Tamam, en azından bunu anladın. Ama geceyi burada geçireceğiz, çünkü benim de bir bildiğim var." Karanlık hızla bastırıyordu. Güneş vadiden iyice çekilmiş, ancak Gabilan Dağları'nın tepelerinde hâlâ parlamaktaydı. Bir suyılanı kafasını periskop gibi kaldırıp suyun içinden yükseldi, yaydığı halkalar akıntıyla titredi. Ta uzaklarda, ana- yol tarafında birinin bağırdığı duyuldu, sonra başka bir ses ona karşılık verdi. Dallar küçük bir rüzgârla hafifçe hışırdadı, sonra her şey sustu. "George, niye çiftliğe gidip akşam yemeği yemiyoruz, ha? Yemek vardır çiftlikte." George yan döndü.