Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

ması mak, 4. 1D 2C 3A 4 D Ben de bir romancıyım ama Stendhal gibi, romanımda yol boyunca ayna tutamam artık. Çünkü değil yol; şe

ması
mak,
4.
1D 2C 3A 4 D
Ben de bir romancıyım ama Stendhal gibi, romanımda yol
boyunca ayna tutamam artık. Çünkü değil yol; şehirler,
ülkeler, kıtalar boyunca ayna tutuldu ve dünya tamamen
aynaya dönüştü. Şimdi ben bu aynanın içinde, tam da onun
gösterme

ması mak, 4. 1D 2C 3A 4 D Ben de bir romancıyım ama Stendhal gibi, romanımda yol boyunca ayna tutamam artık. Çünkü değil yol; şehirler, ülkeler, kıtalar boyunca ayna tutuldu ve dünya tamamen aynaya dönüştü. Şimdi ben bu aynanın içinde, tam da onun göstermediği ve göremediği bir yerdeyim. Stendhal'dan ilham alan ve olanı olduğu gibi vermenin gerekliliğini benimseyenler beni eleştirse de fikrimi değiştireceğimi sanmıyorum. Bu sözleri söyleyen kişinin aşağıdaki metinlerden hangisini beğenmesi beklenir? A) Evin ön yüzünü kuşatan resimlere bakıyordum. İlkinde kitap okuyan bir kız görünüyor. Yüzükoyun uzanmış. Gözlerini bir noktaya dikmiş. Yandaki resme kayıyor gözlerim. Yatağın yanında bir sehpa, üstünde yanan bir mum var. B) Yirminci yaşıma basmıştım. Yaş günüm için halamın düzenlediği yemek geç vakitlere değin sürdü. Çağrılılar birer ikişer uğurlandı. Halam arada bir gözlerini bana dikiyor, bir şeyler diyecek gibi oluyor, sonra vazgeçiyordu. C) Giyimliydi. Yalnız ayakları çıplaktı. Baş ucunda, tabanları kararmış yün çorapları, dökme lastikten yapılma ayakkabıları dururdu. Bileğine takılı safran sarılı tespihi, gür, koyu görünen bıyıkları, çizgilerle dolu bir alnı vardı. D) İri kar taneleri sanki kendisiyle oynaşmak ister gibi alnına, burnuna, kalın kaşlarına çarpa çarpa bir çeşit bayılmayı andıran kendinden geçişlerle yere düşüyorlardı. Başka zaman olsaydı, büyüleyici bir kış dansı olurdu bu ama şimdi olmaz. E) Deri matarasını pınardan doldurdu. Ağzının tıkacını kapattı. Bostan tarlasına yöneldi. Tarla, pınarla Karasu'yun arasında, güneye doğru uzuyordu. Ağır adımlarla bostan tarlasına girip boz toprağın üstündeki karpuz kelebeklerine baktı.