r. Bir yaya ri ge- tahsil gidip arlar. k, za- " de- z" ke- en ve vardır. Hayret ve bir- an Aşk Gayret T. nü ve- erden atı bo- mi
r. Bir yaya ri ge- tahsil gidip arlar. k, za- " de- z" ke- en ve vardır. Hayret ve bir- an Aşk Gayret T. nü ve- erden atı bo- misali değer n hay- sanın u ger- aşmış Türk Dili ve Edebiyatı 16. Türk edebiyatının çağdaşlaşmasının eski edebiyatımız ve Batı edebiyatının seçkin eserlerinin örnek alınmasıyla ger- çekleşeceğini düşünen şaire göre önemli olan bu eserlerin seçimidir. Bunun için ölçü de "fasahat" ve "belagat"tir. Eski eserleri tamamen kabul edip taklit etmeyi de onları toptan reddetmeyi de yanlış bulur. Aynı şekilde, yeni edebiyat ta- raftarlarının Batıyı aynen taklidine de karşıdır. Onun yolu "itidal"dir. Bu düşüncelerle şair, Divan şiirine de eleştirel bir şekilde yaklaşmıştır. Divan şiirine Iran edebiyatından gelen "âşığın kendini köpekten aşağı görmesi" mazmu- nunun şiir estetiğine yakışmadığı için kullanılmamasını ister. İran şairlerinin mazmunlarını bizim şairlerimizin de mutlaka kullanmak zorunda olmadığını "İran şairleri zülf-i hübânı yılana benzetirler, diye niçin biz de benzetelim?" sözleriyle belirtir. Şaire asıl ün kazandıran, yeni tarzda şiirlerini topladığı Ateşpâre adlı ilk şiir kitabıdır. İkinci şiir kitabı olan Şerâre, Tercüman-ı Hakikat'in edebî kısmını idare ederken yazdığı şiirlerden oluşur ve eski tarz şiirin yazdıklarıyla ve ona yazılan nazirelerle yeniden gündeme geldiği döneme rastlar. Bu parçada kendisinden bahsedilen şair aşağıdakiler- den hangisidir? A) Recaizade Mahmut Ekrem B) Abdülhak Hamit Tarhan C) Muallim Naci D) Namık Kemal E) Ahmet Vefik Paşa 17. "Oysa şair ne bir gerçek habercisi, ne bir güzel ve etki- Jeyici konuşan insan, ne de yasa koyucudur. Şairin dill, 'düzyazı'(nesir) gibi anlaşılmak için değil, fakat duyulmak üzere var olmuş, müzik ile söz arasında, sözden çok mü-