Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

RKUT HİKÂYELERİ - MESNEVİ - Aşağıdakilerin hangisindeki hikâye kesiti, yanında verilen bakış açısıyla yazılmamıştır? A) Sadece v

RKUT HİKÂYELERİ - MESNEVİ -
Aşağıdakilerin hangisindeki hikâye kesiti, yanında
verilen bakış açısıyla yazılmamıştır?
A) Sadece vedalaşarak ayrıldığımı hatırlıyorum. Bas-
tığım yeri tutturamıyordum. Kavaklıdere'de otobü-
se binmeyi unuttuğumu, Bakanlıklar'd

RKUT HİKÂYELERİ - MESNEVİ - Aşağıdakilerin hangisindeki hikâye kesiti, yanında verilen bakış açısıyla yazılmamıştır? A) Sadece vedalaşarak ayrıldığımı hatırlıyorum. Bas- tığım yeri tutturamıyordum. Kavaklıdere'de otobü- se binmeyi unuttuğumu, Bakanlıklar'da yürümekte olduğumu fark edince anladım. Zafer Çarşısı'nın karşısına geçip otobüs durağını bulabildiğime şük- rettim. / Kahraman anlatıcının bakış açısı B) "Şimdi sen benim öğrencim oldun." dedi profesör. Yemekten yeni kalkmışlardı, profesörün çalışma odasına geçtiler. "Ben bir yaz semineri düzenliyo- rum. Konusu: Mustafa İnan'ın Hayatı." Çalışma odasında yerlerini aldılar. Profesör büyük masanın başına geçti, genç adam da sehpanın önüne otur- du, kâğıtları düzeltti. / Gözlemci anlatıcının bakış açısı C) Dışarıda hava sakinleşmiş gibiydi. Ürkmüş insan- lar, yavaş yavaş kilise kapısından sokağa çıkıyor- lardı. Kapıda, başına siyah, püsküllü bir şal örtmüş, yanında küçük bir çocuk bulunan bir köylü kadına çarpmasıyla özür dilemesi bir oldu. Kadın, ürkek bakışlarıyla önce üniformasına, sonra yüzüne bak- ti. / Kahraman anlatıcının bakış açısı D) Erdem arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirliydi. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her hâlinden belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapa- cağının planını yapıyordu. / Hâkim anlatıcının bakış açısı E) Bildiği bütün duaları birer birer okuyarak atladı suya. Yüzmeye başladı. Gittikçe güçten düşüyordu. Güç bela karşıya ulaşabildi. Kıyıya varınca derin bir nefes aldı. Rahatlamıştı. İçinden, "Dünya varmış!" diyordu. Bir süre dinlendi, soluklandı. / Hâkim anla- tıcının bakış açısı