roman 7. Yaşar Kemal dendiğinde akla özgün bir dili gelir. Okurunu hemen saran, güçlü, carpic bir dildir bu, gürül gürül akan bi
roman 7. Yaşar Kemal dendiğinde akla özgün bir dili gelir. Okurunu hemen saran, güçlü, carpic bir dildir bu, gürül gürül akan bir Türkçedir. Esas olarak halkın konuştuğu dile, sözlü halk edebiyatına dayanan Yaşar Kemal, bu yerel malzemeyi sanat yapıtının özgün diline dönüştürürken “çimgışmak", "döngele", "cikiti- gibi birçok yerel sözcüğü ortak dile taşır. Okur, onun Karacaoğlanlığına kapılır; yazdıklarını kullandığı sözcüklerin, deyimlerin, atasözlerinin üzerinde durmadan okur. Oysa yazar, o tatlı anlatısına nice bölgesel sözler, söyleyişler katmıştır. Bunlar ortak bir dil düzeyine çıkarıldığından okur, anlamasa bile anladığını sanır. ---- tonguç kampüs Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Oysa okur anlamaz, anlayamaz seviyesinin çok üstüne çıkmış bu derin anlamlar ve kelimeler yumağını. B) Ancak anlamış görünmek anlamanın kendisi değildir, zaten onu tamamen anlamaya çalışıyorum diye uğraşan da bunu tam gerçekleştiremeyecektir. C) Eğer onun dilinin inceliklerini anlamak isterse bir okur, anlamış görünmez okuduğunu; tipkı bir dil işçisi gibi başlar alnındaki terleri akıtmaya. D) Çünkü bir ırmaktır akan, içindeki taşların, çakılların, kumların kimileri ilk kez görülmüş olsa bile bu hiç yadırganmaz. E) Hâlbuki gözden kaçırdığı başka nice ayrıntılar da vardır, onlar da bu okuma akışında fark edilmeden yok olup gider. 1