sahibidir. cabuk sinirlenen bir yapıda olup çevresince yadırganmak- tadır. 28. Uzak Doğu'da bir Budist tapınağı, bilgeliğin gizl

sahibidir. cabuk sinirlenen bir yapıda olup çevresince yadırganmak- tadır. 28. Uzak Doğu'da bir Budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Tapınakta geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti. Tapınak- ta sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhan- gi bir tokmak, çan veya zil yoktu. Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı, kapının önünde bir süre bekledi. Sonra kapı açıldı, içerideki Budist yabancıya baktı. Bir selam- laşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla dön- dü ve bu kabi yabancıya uzattı. Verilmek istenen mesaj, "Yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz." demekti. Ya- bancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını ka- bın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. İçerideki Budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı çünkü suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Bazen elde edilmesi imkânsız görünen büyük hedeflerden vazgeçmek kişiyi daha huzurlu kılar. B) Hedefe ulaşmada iyi bir problem çözücü olmak ve herhan- gi bir zorlukta takılı kalmamak önemlidir. e) Hedefini başkalarıyla paylaşanlar, kendini onun gerçekleş- mesine dair çok daha sorumlu hisseder. D) Yaşamın bir parçası hâline gelecek hedefleri éğlence ara- cina dönüştürmek kişinin kendi elindedir. -E) Küçük ve gerçekçi hedefler belirlemek, kişinin daha yaratı- ci fikirler ortaya koymasını destekler. Diğer sayfaya geçiniz.