si e ki acaba 28. Maksim Gorki, fırıncı çıraklığı yıllarında, Tolstoy'un bir hikâyesini okurken öylesine kendinden geçer kağıdın
si e ki acaba 28. Maksim Gorki, fırıncı çıraklığı yıllarında, Tolstoy'un bir hikâyesini okurken öylesine kendinden geçer kağıdın içinde büyülü bir şey mi var diye onu havaya kal dırır ve bakar. Tabii beyaz sayfa üzerinde siyah harflerden başka bir şey görmez. Fırıncı çırağını ve bütün okuyucu. ları büyüleyen şey, o ak sayfa üzerinde yazılı kara har lerden başka bir şey değildir. Harfler, seslerin işaretleri dir. Kelimeler ise seslerden oluşmuştur. Yazılı veya sözlü işaretlerle, göz önünde bulunmayan her şeyi göz önüne getirebilir, ağaçları konuşturabilirsiniz. Bu büyü değil de nedir? Güzel bir romanı okurken Maksim Gorki'de ol duğu gibi kitap, kağıt, harf ortadan kalkar; gitmediğimiz yerlerde dolaşır, farklı farklı insanlarla tanışır, onların ha yatlarına hatta ruhlarının içine gireriz. Şüphesiz, romana bu gücü veren, dilin böylesine güçlü kullanımıyla tüm bunları yapmasıdır. Bu parçaya göre, bir romanı etkileyici kılan asıl özel lik aşağıdakilerden hangisidir? Dilinin yalınlığa, açıklığa ve akıcılığa sahip olması B) Okuyanı, gerçeklikten uzaklaştırıp hayal âleminde dolaştırması Olağanüstülüklere yer vererek okurda şaşkınlık ya ratması Yetkin anlatımıyla okuru kurmacanın içinde yaşatma- Core SI Gerçek yaşamla kurmaca yaşam arasında sıkı bir bağ kurması