unu erle aya. mış bu, me- da- cen- gür- mları an- alın- Syle- e. müşl JON Yazın tarlaya giderdik çalışmaya. Gökyüzü parlak ve so

unu erle aya. mış bu, me- da- cen- gür- mları an- alın- Syle- e. müşl JON Yazın tarlaya giderdik çalışmaya. Gökyüzü parlak ve sonsuz bir mavilikle üstümüzde serili dururdu. Yeryü- zü, ekili ya da sürülmüş bezekleriyle sihirli bir halı gibi ufka kadar açılırdı önümüzde. Ağustos böceklerinin gün boyunca kesilmeyen sesinden ve kuşların tatlı ci- viltısından başka bir ses duyulmazdı. Öylesine ıssız ve engin doğa içinde insanın ruhu dinlenirdi. Kayısı ağaç- larının, dişbudakların, söğütlerin koyu gölgesine sığı- nır, gözlerimizi yumar, doğadaki değişik sesleri dinler- dik. Annem, hemen bir köşede üç taşı yan yana geti- rip bir ocak kurar; taze söğüt dallarını şiş gibi kullanıp kebap pişirirdi bize. Söğüt dalı ıslak olur, ateşten etki- lenmez; o kuruyuncaya kadar da kebaplar kızarırdı. Kü- tür kütür domatesleri, salatalıkları dalından koparıp sudan geçirirdik. Yanı sıra biber, maydanoz, taze so- ğan... 17. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı duyulardan yararlanılmıştır. B) Açıklamadan yararlanılmıştır. C) Öykülemeden yararlanılmıştır. D) Eksiltili cümle kullanılmıştır. E) Kişileştirme yapılmıştır. 18. Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek an- lamıyla kullanılmıştır? Bilmoven C) dinlenirdi VE ANLAM BİLGİSİ